Azerbaycan'da 7 Şubat 2024 Çarşamba Günü Yapılan ve 30 Yıl Sonra Ermeni İşgalinden Kurtarılan Dağlık Karabağ Bölgesinde de Sandıkların Kurulduğu, 8. Cumhurbaşkanlığı Seçimini, Mevcut Cumhurbaşkanı İlham ALİYEV Büyük Farkla Kazandı. Yeni Dönem, Kardeş Azerbaycan Devleti ve Halkı için Hayırlı, Uğurlu olsun…

Nerede o eski mektuplar!

IMG_1815

 “ Tuşlar icat oldu, mertlik bozuldu.”

 

İlk işime PTT’ de başlamıştım ki, o zamanlar Posta ve Telekom birlikteydik, yıllar önce. O günlerde insanlar birbirine mektup atarlardı, kartpostallar vardı, bayram mesajları bunlara yazılır, posta ile gönderilirdi.  Hatta uzun süren görevlerim esnasında aileme her hafta bir mektup yazdığımı hatırlıyorum. Sadece bunlardan birkaç tanesini sakladığım o mektuplar…

 

Teknolojinin gelişmesi, insanların daha kolay ve daha çabuk birbirine ulaşması sayesinde mektupla yazışma neredeyse unutuldu. İnsanlar artık mektup yerine telefonu, e-postayı kullanıyorlar. Hatta birçoğumuz bunu değişik sosyal medya ortamlarında gerçekleştiriyoruz.
Bütün bunların hepsi nasıl bir mektubun yerini tutabilir? Kalemle özenilerek yazılmış, yazılma sırasında onlarca müsvedde sayfa yırtılıp atılmış, yazılırken kalemin adeta kalbinizle birleştiği bir mektubun yerini bir e-posta alabilir mi? Bunu neden yapıyoruz? Neden artık mektuplara eskisi kadar önem vermiyoruz?

 

80 ve daha önce doğanlar iyi bilir mektup bekleme stresini, postacı uzaktan gözükünce, içimizi bir sevinç kaplardı. Mektuplar alırdık dostlarımızdan, uzun uzun, samimi sıcak satırları olan. İçinden geldiği gibi, en samimi duyguların dile geldiği satırlar, birbiri ardına eklenen cümleler, bazen durgun bazen kederli olurdu.

Bayramlarda bir başka olurdu kartpostal sevinci, onları seçmenin ayrı bir hazzı vardı.

En güzel kartpostalları seçmek için dolaşır, duygularımızı en iyi ifade edeni arardık.
Kime ne yazacaksak, günler önceden hazırlık yapar, kartlarımızı zarfların içine özenle koyardık.
Artık yok o mektuplar, yarım kelimelerle, dudaktan düşen zoraki cümlelerle, samimiyetten uzak ifadelerle sayısal ortamda hal hatır sorar olduk.
Uzun uzun anlatamıyoruz kendimizi, dertleşmeler bitti.  Belki de uzun mektuplara yazacak kadar anlatacak değerlerimiz ve samimiyetimiz kalmadı.
Önceliklerimizin yer değiştirdiği, günü birlik dünya meşgalesinin her yeri kuşattığı şu günlerde, yalnız yaşamanın verdiği kederle gömüldük yalan dünyamıza.

 

Bunun asıl nedeninin hızlı sağlanan iletişim olduğunu düşünüyorum. Telefon, e-posta, anlık mesajlaşma. Bunların hepsi alıcısına anında iletilebiliyor. Özellikle telefonda karşı tarafın sesini duymak, anlık iletide görüntülü konuşmak gibi.

 

Özellikle son günlerde hemen hemen herkesin elinde bir akıllı telefon var, insanların teknolojinin getirilerinden sonuna kadar faydalandığını söyleyebiliriz. Fakat teknolojiyi kullanırken unuttuğumuz bir şey var: Bizden götürdükleri ne olacak? O mektup yazarken kullandığımız kalem ne olacak? Doğru dürüst yazı bile yazamıyoruz, elimiz tuşlara alıştı artık. Kalem kullanmama konusunda o kadar ilerledi ki teknoloji, daha düne kadar sadece imzamızı kalemle atarken, artık onu da dijital olarak atıyoruz.

 

Teknolojinin faydaları kadar, zararları da olduğunu hiç bir zaman unutmamamız dileğiyle…

 

 

Şerife Birer

ODTÜ Elektrik Mühendisliği mezunu,Türk Telekomünikasyon A.Ş. de 28 yıl çalıştıktan sonra, 2011 de emekli oldu. Siyaset, medya tasarımları ve sosyal medya aktiviteleri, proje-planlama işleri ile uğraşmaktadır. Kadın kuruluşları başta olmak üzere çeşitli STK'nda aktif üyelikleri bulunmaktadır. Günlük bir gazetede kadın ve sağlık sayfası hazırlıyor.

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın