AŞK’I SUZAN

 Fotoğraf- Dursun Ali Sarıkoç

017.22.07.06.591

Şu Şanı Şandadır hallerim,                     (Çok Şanlı hallerim. Allaha ait şan.)
Kan ile kandadır ilmim.                           (Kan ilimdir, ilim zatımda mevcut)

Su ise benim formum,
Rüzgârdır gerçek gücüm.

Bari bari bardadır sırrım,                        (Ateş yine ateş. Aşk ve cehennem.)
Sani sani sendedir ilmim,                        (Sen tüm ilmime sahipsin)
Yok ile yokta saklıdır halim,                    (Hiçliğin zirvesi)
Seninle var olur cümle hallerim.

Gel ey yar; yar ile yardayım ben,
Dizelerde söz ile sözdeyim ben.
Bir firakı firakta gizliyim ben,                 (Ayrılık)
Gel de varalım Hali Kübra’ya.                 (Büyük Haller)

Halden hale geçerim,
Şandan şana geçerim,
Var ile yok arasında
Bir uyuhandan bakarım.                          (Beka hali)

Bak ile bakan gözlerim ,                           (Allah’ın bakışı)
Hani aşkı handaki sözlerim.                    (Beka han ve sarayları)
Gel dedin de geldim Suzan’ım.
Nice hallerine Muhtacım.

Bir ile birde gezerim ,                                (Allah’a ait sözler.)
Gezer iken sezerim.
Sezince de süzerim,
Süzülensin Güzelim.

Bak nice hayatlara,
Benzeyen var mı sana?
Bir Pince hanidir halin.                             (Gizlinin de gizlisi)
Seninki de senden ala.

Güz- i güzdedir Yarim,                              (Güzeller güzeli)
Güz ile güzde halim.
Bakı bak ta ilmim.                                      (Allah’ın bakışı)
Gel bana Yarim.

 

Halime Lafçıoğlu

Balıkesir’de doğan Halime Lafçıoğlu, Konya Sağlık Meslek Lisesi mezunudur. Uzun yıllar boyunca kamuda hemşire olarak çalıştıktan sonra emekli olan Halime Hanım, 34 yaşındayken maneviyat yolculuğuna başlamış ve kendi içsel yolculuğuna çıkarak Tasavvufa yönelmiş. Yunus Emre’nin” Bir ben var bende, benden içeri” sözündeki gibi, hep kendi içinde dönüp duran sırrı aramaya başlayan Halime Hanım; İslam Sufizmine göre her insanın kalbinde olan , ama ancak uzun çabalar ve lütuf sayesinde ulaşılan bu sırra ulaşabilmek için uzun yıllar harcamış.” Bu sırra erenler var, ama dilleri bağlı”, der Tasavvuf ehilleri, çünkü bilinmeyeni anlatacak sözcük yok. Mevlana bu sırrı anlatabilmek için raks, şiir ve müziği seçmiş, Halime Hanım’da bu bilinmeyeni anlatabilmek için şiiri seçmiş ve yıllar boyunca yaşadıklarını şiirlerinde anlatıp durmuş…

Bunlar ilginizi çekebilir...

3 Responses

  1. bilgehan dedi ki:

    eskiden asrın müceddidleri vardı şimdi şiirlerin efendisi üstadı halime var ..bu asrın şairi kutlarım ..şahane şiirlerinden biri

  2. mine.erka dedi ki:

    Çok teşekkürler, cok sevdiğim bir şiir, Kaleminize sağlık

  3. nilayda dedi ki:

    Halime Hanımı takip ediyorum, kendisi başlı başına bir kitap gibi zaten, bilgi dolu… Çok değerli bir insan.. Yazı ve şiirlerini daha sık yayinlarsaniz memnun oluruz, sevgiler…?

Bir yanıt yazın