HAYALLER VE GERÇEK HAYATLAR

Fotoğraf- Dursun Ali Sarıkoç

hayaller ve gerçek hayatlar

Evde soğuk algınlığından yatarken televizyonu açtım. Kanalları gezerken, evlilik programları karşıma çıktı. Programda; evlenmek üzere gelen bayan “evleneceğim insanın evi olsun, arabası olsun” diyor. Bir diğeri “evleneceğim insan genç olsun, yakışıklı olsun vs. diyor.

Başka bir kanalı açtım, stil yarışması karşıma çıktı. Pahalı kıyafetler giyen hanımların kıyafetlerine puan veriyorlar. Hepsi hayallerini gerçekleştirme peşinde. Maalesef bu programlarla bizi uyutuyorlar. Bu tarz programların reytingleri tavan yapmış durumda… Bu tarz programların izleyicileri, bütün sanatçıların hayatını izliyor ve çok iyi biliyorlar ancak dünyada ve ülkemizde neler oluyor haberleri olmuyor. Ülkemizde haber izleme veya okuma düzeyleri çok düşük.

Bu defada gerçek hayata dönüp haber programlarını açtım. Haberlerde, TÜRK bayrağına sarılmış bir şehit polis, yanında TÜRK bayrağına sarılmış küçük bir şehit çocuk gördüm. Burnumun direği sızladı. Bu çocuğun suçu neydi? Tek suçu babasının görev yaptığı yerde bulunmak mı? Anne şu anda komada,  o anne uyandığında biricik evladı ve eşinin olmadığı gerçeği ile yüzleşecek, bu acının tarifi yok.

Aklıma Mehmet Akif’in Çanakkale şehitleri için yazdığı şu mısralar geldi;

“ Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor

Bir hilal uğruna Ya Rab ne güneşler batıyor.

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker

Gökten ecdat inerek öpse o pak alna değer.”

Ülkemiz bu duruma nasıl geldi? Çoluk çocuk dinlemeden insanlar öldürülüyor. Bölünürsek hedef olmamız daha kolay olacak, oyunlara gelmeden akli selim içinde davranmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Emperyalist devletler gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde terörist yetiştirip bu ülkeleri terör yuvası haline getirdiler. Yine terör bahanesiyle işgal ederek bu ülkelerin yer altı kaynaklarını kullandılar. Yeraltı kaynakları olmayan ülkeleri de askeri üst olarak kullandılar. Şuanda Ortadoğu’da bağımsız bir devlet kalmamıştır. Bazıları gizli bazıları alenen işgal edilmiştir. Ülkemizde otuz yıldır teröre ve işgale direnmektedir. Terörün nerden geleceği belli olmuyor, yakın zamanda Ankara’da bir günde terör yüzünden 29 kişi hayatını kaybetti. Şehit olanların çocukları, anne-babaları, aileleri, sevdikleri vardı. Onların kaybıyla birlikte birçok insan yarım kaldı… Kalan, henüz etkilenmemiş İnsanlar da endişe ve korku içinde yaşıyorlar.

Çocuklarımızı, kendimizi, sevdiklerimizi bu kaostan nasıl koruyacağız? Güzelim ülkemde bu kadar gözyaşı, bu kadar acı ne kadar daha sürecek? Ne zaman bitecek bu ölümler? Masum halkı öldürmek, kınalı kuzuları şehit etmek, yavruları yetim bırakmak neden niçin?

Sözün özü: Savaşın bedelini en ağır ödeyenler, yine Analar ve masum çocuklar…

Leylan Güneş

Leylan Güneş emekli ilkokul öğretmenidir, Ankara'da yaşamakta olup bir kızı ve torunu vardır. Öğretmenlik döneminde talim terbiye eğitim araştırmaları merkezinde çalışmıştır. Emekli olduktan sonra uzun yıllar aktif siyasi çalışmalarda bulunmuştur.

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın