(Fotoğraf-Lizzie Guilbert)
Geçen yazımda baskın kimliğe kısaca değinmiştim. Baskın kimliğin karşıtı gibi görünen bastırılmış kimlikten de kısaca söz edecek olursak; baskın kimliğin öne çıktığı kimlik dışındaki diğer tüm kimlikler belli düzeylerde bastırılmış kimlikler olarak kabul edilebilir. Ancak bastırılmış kimlikler sadece baskın kimliğin öne çıkması ile değil daha pek çok sebeple oluşabilir. Toplumda o kimlikle tanınmanın hoş karşılanmayacağı duygusu veya kullanılsa da sonuç getirmeyeceğine inanılan her türlü kimlik bastırılmış kimliktir. Yani bireyde var olduğu halde aktivitesini kaybetmiş her kimlik bastırılmış kimlik sıfatını taşır.
(Fotoğraf Tyler Pruitt)
Kimliklerimizi teker teker incelemeye almadan önce söylenecek son söz, modellerin çokluğu, kimliklerin hak ve sorumluluklarına ait sınırların belirsizliği, yanlış kimlik kullanımı, baskın ve bastırılmış kimliklerin varlığı hem bireysel hem de toplumsal huzurun kaybolması anlamında olduğudur. Sağlam bir temele dayanmayan ilişkilerin ve bu ilişkilerde yaşanan çelişkilerin ruh sağlığımızı tehdit ettiği aşikârdır.
(Fotoğraf- Edu Lauton)
Hem kendimizle, hem de toplumla barışık olabilmemiz, dengeli, saygılı ve üretken bir kişiliğe kavuşmamız, doğru ve gelişmeye açık bir yaşam sürebilmemiz, alışkanlıklardan kurtulup, sistemli ve hedefli düşünme sonucu aklın ön plana çıktığı, kimliklere ait hak ve sorumlulukların “uydum kalabalığa” değil de sağlam ve doğru kaynaktan beslendiği ilişkilerle mümkün olabilmektedir.
Kimliklerimize ait çok önemli bir konuda her kimliğin bir temsil sorumluluğu içermesidir. Belki de en önemli problem burada karşımıza çıkmaktadır. Taşıdığımız her kimlik çevremiz açısından örnek teşkil etmektedir. Yanlış örnek olmak, belli bir kimliği yanlış temsil etmek belki de veballerin en büyüğüdür. Çünkü o kimliği bizim davranışlarımıza göre değerlendiren üçüncü şahıslar söz konusu kimlik hakkında kabul veya ret kararı verebileceklerdir. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın milli kimliği, Gayri Müslimler arasında yaşayan Müslümanların dini kimliği temsil sorumluluğu açısından tipik örneklerdir.
Çocuklar zevklerine yönelik bir yaşam sürerler. Yetişkin insani çocuklardan ayıran en önemli özellik sorumluluklarının bilincine varmalarıdır. Ve yaşamlarında zevklerine değil de sorumluluklarına öncelik tanımalarıdır. Ya da bilgeliğe bir adım atarak zevkleriyle sorumluluklarını birleştirebilmeleridir. Kısaca neyi, niçin yaptığımızı düşünerek yaşamak ruhsal gelişmenin, mutlu ve aktif yaşamanın anahtarını oluşturmaktadır.
Ayrıca kimliklere ait hak ve sorumlulukların doğru tespiti ile bu tespite saygının, birkaç aklı-selim tarafından kabulü yetersizdir. Bu tespit ve saygının toplumun büyük çoğunluğu tarafından benimsenmesi gerekmektedir. Aksi halde uygulama şansı olmayan böyle bir çalışmanın bizleri sonuca götürmeyeceği açıktır.