Ülkemizde belediyeler ve ülke yönetimimizin gereğini yapmaması nedeniyle “Sokak Köpekleri” çoğaldı, "tehlike arz ediyorlar," diye, hayvan hakları yanlış seyir izliyor. Bu nedenle; "Dünya Hayvanları Koruma Günü"nü kutlamıyoruz. Sadece; dünyada ve Ülkemizde hayvanların yaşam hakkına saygı gösterilmesi için farkındalık oluşturulmasını diliyoruz.

RENKLERİN DÜNYASI

Billur Hoca Renkler yazısı

             (Fotoğraf- Denise Chan)

Renkler dünyasında yaşıyoruz; içimiz ve dışımız çeşit çeşit renklerle dolu. Bu renklerin bazılarını severken, bazılarını sevmeyiz. Bu seçimimizle ilgili olarak da hepimizin mutlaka geçerli bir nedeni bulunmaktadır.

 Renklerin gizemini anlamak için  ışık kavramına bakmak gerekir. Işık en basit tanımıyla, şekli ve rengi oluşturan bir tür elektromanyetik enerjidir. Güneşten çeşitli dalga boyutlarında yayılarak gözümüz tarafından algılandığında ışığı görmüş oluyoruz. Işık dalga boyutlarına göre (frekans) renk yelpazesi oluşturmaktadır, gördüğümüz en düşük dalga boyutu kırmızı renktir, en  yüksek dalga boyutu da mor renktir. Tabii ki görmediğimiz en düşük ve en yüksek dalga boyutlarında da renkler vardır.

Renk, ışığın ayrılmaz bir parçasıdır, değişik dalga boyutları, çeşitli renkleri ve o renklerin değişik tonlarını ortaya çıkarır. İnsan bir elektromanyetik enerjidir(ışıktır) ve her insanın kendine has bir titreşimi vardır ya da dalga boyutu (frekansı) vardır. Bundan dolayı sohbetlerde “şu kişiyle frekansım tutmadı” cümlesini kullanırız. Bu açıdan baktığımızda, insan bütün renklerden oluşan ışıktır ve günlük yaşantımızda bilinçli veya bilinçsiz olarak ağırlık verdiğimiz renkler bizim o günkü frekansımızı yansıtmaktadır.

Asırlardan bu güne kadar insanoğlu, renkleri ışığın içinde görmüş ve kendini ışık olarak varoluşunu sürdürmüştür ve sürdürmeye devam etmektedir. Bilinmesi gereken önemli husus ise dışarıda kullandığımız renkler ile(ev dekor, giysiler vs.)içimizdekiler uyumlu olduklarında metabolizmayı, duyguları, düşünceleri hatta karar verme durumumuzu olumlu olarak etkilemekte olduğudur. Tabi ki tam tersi de olabilir.

   Çinliler, Şamanlar, İnkalar ve Kadim Mısırlılar renkleri tedavilerinde geniş bir şekilde kullanmışlardır.

Bu güne kadar gelen Ayurveda da  renklere önem vermektedir. Türk dünyasından daha çok Avrupa’da tanınan İbni-Sina hastalık tedavilerinde renklere geniş yer vermiştir, özellikle bağışıklık sistemini güçlendirmek için koyu renk meyvelerin kullanılmasını tavsiye etmiştir.

photo-1433259651738-0e74537aa8b5

(Fotoğraf Grant McCurdy)

KIRMIZI:  Gördüğümüz ışığın en düşük dalga boyutu olan Kırmızı, yaşamımızı ve sağlığımızı etkilemektedir. Fazla detaylara girmeden kırmızı ile ilgili çok kısa bilgiler verelim: damarlarımızda akan kan kırmızıdır; bizi besler ve atıkları dışarı atmaya yardımcı olur.  Özgürlüğün, hareketin, gücün, hırsın, hızın, kızgınlığın rengidir. Uyarıcıdır. İştah açıcıdır, bundan dolayı lokantalar ve restoranlar da sık olarak kullanılan bir  renktir. Karar verme aşamasını hızlandırmak için kullanmayı öneriyoruz.

photo-1456132733925-1ffe68a686c4

                                                                          (Fotoğraf Guillaume de Germain)

TURUNCU: Güneşin doğuşu ve batışının rengi olan Turuncu yeniçağın rengidir. Aynı zamanda  cesaretin ve iletişimin rengidir. İlk önce kendimizle, içimizdeki dünyayla iletişime geçmek ve onu anlamak gerekir. Sinir sisteminin daha iyi çalışmasına yardımcı olur. Enerjiyi depolar. Hastalık döneminden sonra daha hızlı toparlanmaya yardımcı olur.

photo-1433890070408-084b6b305d72

(Fotoğraf Oleg Guijinsky)

SARI; direk ışığı ve güneşi çağrıştıran renktir. Sevginin rengidir, ama gerçek sevginin yani fedakârlığın rengidir, sahiplenmenin değil. Her şeyi ve herkesi ayrım yapmadan karşılıksız olarak sevmenin rengidir. Tıpkı Güneşin, bizlere ışığını beklentisiz olarak dağıtması gibi. Gerçek sevgi bizleri beklentisiz fedakârlığa götürür. Asıl mutluluk budur. photo-1440342324699-75e542689857

MAVİ-YEŞİL: Dünyada en sık rastlanan renkler-mavi ve yeşildir. Mavi sakinleştirir, genişletir, gökyüzü ve denizin rengidir. Yeşil ise doğanın rengidir. Doğa bizi yeşil renkle sever, şifa verir.

unsplash_525b54bcc32ba_1

                     (Fotoğraf- Steven Spassov)

MOR; gördüğümüz ışığın en yüksek dalga boyutunda olan renktir. İnsanın ışık olduğunu anlamak için kendi içindeki değişimine ve dönüşümüne yardımcı olan dalga boyutudur. Yüksek bilince, tekâmül aşamasına ve kâmil insan olmaya yönelik içsel isteği ortaya çıkarır.

Çok eski dönemlerden günümüze kadar insanoğlu renklerin, ışığın içinde ve kendisi de ışık ve renk olarak varoluşunu sürdürdü ve sürdürmeye devam etmektedir. Rengin en büyük gizemi ise şudur:  ışığın dalga boyutları, insanın gerçek amacına yani İNSAN olmaya ulaşabilmesi için, dünyadaki her şey gibi, ona bir merdiven olarak sunulmuştur.

 

 

 

Billur Memmedli

Billur Memmedli (İsmailova); bu güne kadar sevdalı olduğu ve çok önem vererek, bu güne taşıdığı tamamlayıcı tıp yolculuğuna; 1973 senesinde, tıp biyolojisi bölümü öğrencisiyken para pskoiojiyle başladı .Akademik kariyerini Moleküler Biyoloji, doktorasını da Mikrobiyoloji dallarında yaptı. O yıllardan beri master olarak uygulamakta olduğu Reiki, Karuna Reiki ile biyoenerji, fitoterapi, akapunktur, renk terapi, kristal terapi, ,imgelemle teknikleri gibi tamamlayıcı tıp konularında; ve psikoterapi, psikoanaliz alanlarında halen de bilgilerini zenginleştirmeye davam etmektedir. Morsu adını verdiği bir kişisel gelişim merkezi vardır. Mirasımız Helogenetik Hafıza: Karanlıktan Sevgiye Yolculuk ve Kozmik Aile Düzeni kitaplarının yazarıdır.

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın