Azerbaycan'da 7 Şubat 2024 Çarşamba Günü Yapılan ve 30 Yıl Sonra Ermeni İşgalinden Kurtarılan Dağlık Karabağ Bölgesinde de Sandıkların Kurulduğu, 8. Cumhurbaşkanlığı Seçimini, Mevcut Cumhurbaşkanı İlham ALİYEV Büyük Farkla Kazandı. Yeni Dönem, Kardeş Azerbaycan Devleti ve Halkı için Hayırlı, Uğurlu olsun…

SU VE TUZ

su yazı 3

Bilimde Su H2O, Tuz ise NaCI olarak tanımlanmamaktadır. Bu ikilinin arasında düşündüğünüzden daha fazla bağlantı vardır. Mart sayımızda, sizlere su hakkında bilgiler vereceğim…

Bedenimiz önemli oranda su ve tuzdan oluşmaktadır. Konunun sadece su ve tuz ile ilgili olarak kalmayıp, bilgi ve şuurla da ilgili olduğunu anlayacaksınız. Bütün düşünceleriniz ve bunların kaynağı, su ve tuza bağlıdır. Burada daha sağlıklı olmak için değil, daha şuurlu olmak için belirli bir miktarda su içmeniz veya tuz yemeniz söz konusudur, çünkü şuurlu olursanız, otomatik olarak daha sağlıklı olursunuz.

SU: Kimyacıların severek tanımladıkları gibi sadece H2O değildir. Nasıl Dünya gezegeni Kuzey ve Güney kutba sahip ise bir su molekülü de çift kutba sahiptir.

Bu şekilde her su molekülünün de elektromanyetik kuşakla çevrelenmiş bir eksi ve bir artı kutbu vardır. Dünyanın yaklaşık %70’inde su vardır, yetişkin bir bedende de %70 su vardır. Her bir hücrede de %70 su bulunmaktadır. Astronotların uzaydan çektikleri Dünya fotoğrafları ile mikroskopla çekilen hücre fotoğrafları arasında benzerlik olması çok ilginçtir.

su yazı6

Su iki kutuplu olduğundan belirli yerçekimi ve kaldırma kuvvetlerine tabidir. Suda gravitasyon, yerçekimi gücü vardır; su yukarıdan aşağıya doğru akar. Fakat bilim insanları dışında çok az kişi suyun tekrar aşağıdan yukarıya doğru aktığını ve hatta saf ışık olarak aktığını bilir. Sadece saf H2O içinde bir milyar biofotondan -ışık kuantları, saf ışık enerjisi vardır. Prof. Popp’un tezi şöyledir: Maddenin tüm formları donmuş ışık veya yavaşlamış enerjiden başka bir şey değildir. Suyun her bir molekülü Tetraeder yani kristal yapıdadır. Christ/krist: ‘Şuur’ demektir. “Christos” kelimesi ise tam şuurluluk anlamına gelmektedir. Bu geometrik yapı bilgi taşıyıcıdır.

SU HAKKINDA DÜŞÜNMELİYİZ…

Beyin suyunuz çok yüksek derecede kristalden oluşmaktadır; saf küçük kristaller. Suyun, belirli bilgileri iletebilen birbiri ile bağlantılı, geometrik bir yapısı vardır. Bu yapı sürekli olarak değişir.

Düşüncelerimiz nereden geliyor? Kimyasalların suyu etkilediğini biliyor musunuz?

Örneğin klor, flor gibi. Bu iki kimyasal düşünce yapınızı değiştirir, sizi isteksiz yapar. İsteksiz insanlar, isteksiz halk.  Bu durumdaki insanları suyla düzeltebilirsiniz…

Peki, Biz Ne Soluyoruz? 

Tabii ki sadece oksijen değil. Tam olarak baktığımızda biz suyun en süptil formunu soluyoruz. Yani sürekli olarak bilgiyi soluyoruz.

Her su molekülü diğerinden farklıdır, her su molekülünün kendi kimliği vardır, aynı sizler gibi. Hiç bir zaman birbiriyle tıpatıp aynı olan iki su damlası var olmaz.

Hastalığı bir kaos olarak tanımlayabiliriz ve su, bu kaosu düzeltebilir. Sizin için her şeyden önemlisi, hücre suyunuzun her alanındaki kristal yapının tekrar yapılanmasıdır. Su, mükemmel bir çözelti maddesidir ve her şeyi kendine bağlayabilecek durumdadır. Bu nedenle su içmek çok önemlidir.

Vücudunuz çok iyi bir şekilde kendi kendisini iyileştirebilir. Biyofiziksel olarak da kanıtlandığı gibi, su oldukça yüksek kristal bir yapıya sahip olduğu için vücudumuzdaki birçok hastalığı  iyileştirebilir. Burada unutulmaması gereken nokta şudur: suyun miktarı kadar kalitesi de tabii ki önemlidir. Su canlı olmalıdır, ışık yapısını kaybetmeden size ulaşabilmelidir. Günümüzde ise bu çok zordur.

Artık bildiğiniz gibi su, uzun boru sistemlerinden geçtiğinde, canlılığını kaybediyor. Bunun sebebi de borunun kötü olmasından dolayı değildir. Sebep “Basınç” tır. Suda, çift helix şeklinde spiral hareket mevcuttur. Bu spiral hareket, sudaki kristalin oluşmasını sağlar. Suyun spiral hareketine zarar verildiğinde, kristal yapısı bozulur ve kristal şekil olmayan yerde geometri  de olmaz ve böylece bilgi de oluşmaz. Sonuç olarak da  canlılık yok olur. Bunun üzerine bir de  kimyasalları (klor, flor vs.) ekledik mi, su kristal yapısında kaos yaratmış oluyoruz, yani hastalıklar ortaya çıkıyor

En iyi içeceğiniz su, doğal, temiz kaynak suları, artezyen suları, agratopejik artezyen kaynakları… Agrotopejler, yeraltından kendi güçleriyle yukarı çıkan, yer altı artezyen sularıdır, çünkü suyun da kendine has bir olgunluk derecesi vardır. Su, yağmur olarak yere indiğinde solar (güneş) frekansını taşıyordur, ama geometrik frekansına ulaşabilmesi için yerin çok altına inmesi gerekiyor, “toprağın kanı” haline gelmesi gerekiyor. Olgunlaşan su “toprağın kanı” haline geldikten sonra çok derinlerden yukarı doğru kendi başına girdap şeklinde çıkacak güce sahip oluyor.

Amacım kafanızı karıştırmak değil; su konusunda doğruları bilmenizi sağlamak. Diyebilirsiniz ki: Ben nereden bu doğal, olgunlaşmış suları bulabilirim? Haklısınız. Bunu çok az kişi bulur.

Bizim için en uygun olan, taze sıkılmış meyve suyudur. Taze meyve suyunun yapısı çok uygundur, çünkü canlıdır.

su yazı5

Suyu canlandırmak için cihazlar da mevcuttur ama çok pahalıdır. Bunun yerine bir avuç kuvars kristalini temiz suya koyarak cam kavanozun içinde bekletirseniz, kuvars kristalinin yapısından dolayı su canlanır. Bunun için herhangi bir  kristali kullanabilirsiniz-pembe kuvars, ametist vs. Ertesi gün suyun tadı değişmiş olacaktır, canlı su kullanmış olacaksınız.

Köklerimize geri dönmeliyiz, yaşamlarımızın amacını görmeliyiz ve bunu da doğal canlı su ile başarabiliriz. Su hakkında düşünmeliyiz…

Billur Memmedli

Billur Memmedli (İsmailova); bu güne kadar sevdalı olduğu ve çok önem vererek, bu güne taşıdığı tamamlayıcı tıp yolculuğuna; 1973 senesinde, tıp biyolojisi bölümü öğrencisiyken para pskoiojiyle başladı .Akademik kariyerini Moleküler Biyoloji, doktorasını da Mikrobiyoloji dallarında yaptı. O yıllardan beri master olarak uygulamakta olduğu Reiki, Karuna Reiki ile biyoenerji, fitoterapi, akapunktur, renk terapi, kristal terapi, ,imgelemle teknikleri gibi tamamlayıcı tıp konularında; ve psikoterapi, psikoanaliz alanlarında halen de bilgilerini zenginleştirmeye davam etmektedir. Morsu adını verdiği bir kişisel gelişim merkezi vardır. Mirasımız Helogenetik Hafıza: Karanlıktan Sevgiye Yolculuk ve Kozmik Aile Düzeni kitaplarının yazarıdır.

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın