Azerbaycan'da 7 Şubat 2024 Çarşamba Günü Yapılan ve 30 Yıl Sonra Ermeni İşgalinden Kurtarılan Dağlık Karabağ Bölgesinde de Sandıkların Kurulduğu, 8. Cumhurbaşkanlığı Seçimini, Mevcut Cumhurbaşkanı İlham ALİYEV Büyük Farkla Kazandı. Yeni Dönem, Kardeş Azerbaycan Devleti ve Halkı için Hayırlı, Uğurlu olsun…

ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK

 23nisan

Millet/Ulus; dünü, günü ortak yaşayan ve geleceği de birlikte yaşamak isteyen halkların adı, çatısıdır. Millet; uzun bir tarihi sürece dayalı ortak yaşanmışlıklar, kader birliği etmiş ve ortak gelecek arzusu geliştirmiş topluluklar demektir. Bu azim ve kararlılığı ortaya koyamayan halklar, topluluklar ise tarih sahnesine çıkışları ne kadar eski olursa olsun, millet kimliği kazanamamışlardır, tarihte bunun birçok örneği vardır. Milletleşme sürecinde; insan tip ve karakterlerini de etkileyen iklim, coğrafya, doğal ve çevresel etki alanları, toplumları da şekillendirir.. Ortak dil, inançlar, davranış kalıpları vb. unsurlar belirginleşir. Bütün bu etmenler dolayısıyla, insanlar gibi milletlerin de karakter özellikleri farklı farklı gelişmiştir.

Konumuz egemenlik olunca; Türk milletinin, kesintilere maruz kalsa da, tarih boyunca bağımsız, egemen ve her bir ferdinin de özgür karakterinin olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz… Egemenlik yönetme yetkisidir.. Türkiye Cumhuriyeti Devleti açısından millî egemenlik ise; binlerce yıllık birikimi ile Türk Ulusunun, zaafları sürekli artan ve çöküşe geçen Osmanlı saltanat yönetimini terk etmek istemesidir, halkın kendisini, özgür iradesiyle seçtiği temsilcileri aracığıyla yönetmeye başlamasıdır. 

Hiç kolay olmamıştır bu kazanım.. Topyekûn bir varolma mücadelesi; çok büyük bedelleri olan milli bir mücadele verilmiştir; büyük bir düşman cephesine karşı kurtuluş savaşı yapılmıştır. Yüz binlerce insan can vermiş, çileler çekmiş, ana-babalar evlatlarını, kadınlar kocalarını, kardeşlerini, umutlarını yitirmiş, halk yoksun ve yoksul kalmıştır.

23 Nisan 1920, Türk Milletinin bu mücadelesiyle şekillenen iradesini temsil eden Birinci Millet Meclisinin açıldığı ve Türk milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir. Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak özel bir yeri olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bu yüzden; her yıl yurdumuzda ve yurt dışındaki temsilciliklerimizde, okullarımızda coşkulu  etkinliklerle kutlanır.. Çünkü milli birliğimizin kenetlenmiş ifadesini temsil etmektedir.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bu yüzden Atatürk’ün Türk çocuklarına armağan ettiği bayramdır ve dünya çocukları arasında sevgi ve dostluk bağlarının geliştirilmesine katkıda bulunmak için düzenlenmektedir. 23 Nisan’ın ‘’Ulusal Egemenlik’’ ile ilişkisi bu kutlu geçmişte saklıdır;  23 Nisan 1920, bu geçmişten ötürü herhangi bir millet meclisinin değil, Türk Milli Meclisi’nin açıldığı günüdür.

Osmanlı imparatorluğunun son yıllarında birinci dünya savaşı başladı. Savaş dört yıl sürdü. Osmanlı imparatorluğunun saflarına katılmış olduğu ittifak devletleri savaşta yenildi. Savaş kurallarına göre İMPARATORLUK yenilmiş sayıldı. Osmanlı ülkesi bütünüyle  İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar ve İtalyanlar tarafından paylaşıldı. Pek çok cephesinde savaşarak, Çanakkale kahramanı, dehası unvanı alan Mustafa Kemal Paşa,  Ulusal Kurtuluş Savaşını başlatmak için 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a geldi. Samsun’dan Amasya’ya oradan Erzurum’a ve Sivas’a gitti. Sivas ve Erzurum’da kongreler toplandı. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Egemenliğin ulusta olması gerektiğine inanıyordu. Ankara’da 23 Nisan 1920 günü silah arkadaşları ve çeşitli kanaat önderleriyle Meclis çatısı altında toplandılar. Millet yorgun ve fakir düşmüştü ama milletimizin tam bağımsızlığı için Ulusal Kurtuluş Savaşı şarttı. Uygulanacak stratejiyle ilgili bütün kararlar bu mecliste alındı ve uygulandı. Mustafa Kemal Paşanın önderliğinde Türk Ulusu inancın nelere göğüs gerebileceğini gösterdi.

Hakimiyet-i Milliye Bayramı (önceleri 1 Kasım, sonra 23 Nisan ) ilk olarak saltanatın kaldırılışının ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu gerçekleştiren ve TBMM’nin egemenliğin padişahtan alıp halka vermesini kutlamak amacını taşıyordu.  “Yüz binlerce yetim, öksüz ve yoksul şehit ve gazi çocuklarını, bir bahar şenliği ortamında sevindirmek, egemenliği bu çocuklara armağan, bayram yapmak gerekirdi. Bunun için bizim de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında şehit çocuklarını sevindirmemiz, onlara her türlü ilgi ve sevgiyi göstermemiz lazım. O çocukların babaları bu vatan için şehit olmuşlardır. Kimse ayrılıkçı düşüncelerle bu vatanı bölemez parçalayamaz. Buna Türk Milleti izin vermez, vermemelidir. Bu vatan bizim onu korumak hepimizin görevidir.

Büyük Önder: “Yurtta sulh, cihanda sulh” demişti ya;  bu özel bayramı, bu veciz sözün gereği olarak dünyaya yaymak da gerekirdi. Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu UNESCO’nun 1979 yılını çocuk yılı ilan etmesinin ardından; “TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliğini” başlatarak bayramı uluslararası düzeye taşımıştır.

Öğretmenlik günlerimde 23 Nisanlar büyük bir coşkuyla kutlanırdı. Biz öğretmenler çocuklardan daha heyecanlıydık. Halk oyunları, rontlar, çeşitli folklor gösterileri, tiyatro oyunları sergilenirdi. Öğrencilerin ront ve halk oyunları çalışmasından ben sorumluydum. Çalışmamı büyük bir mutlulukla yapardım, çünkü öğrencilerdeki sevinç, heyecan beni müthiş mutlu ederdi.

23 Nisan, Türk Ulusal birliğinin sağlandığı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurulduğu gündür. Bu bilinçle ülkenin bölünmez bütünlüğüne olan inanç ve ülke sevgisiyle, bu bayrama sahip çıkardık.

Büyük önder Atatürk’e göre çocuklar, milletin geleceğidir. Onlara duyduğu sarsılmaz güvenin ve büyük sevginin ifadesi olarak bu bayramı çocuklara armağan etmiştir. Tarihimizin gurur dolu sayfalarının yeni nesillere öğretilmesi ve Türk devletinin devamını emanet edeceğimiz çocukların bu bilinçle yetişmesi amacıyla 23 Nisanlar önemli bir vesiledir. Atatürk bütün konuşmalarında ‘’Bugünün küçükleri yarının büyükleri’’ diyerek geleceğin çocukların ellerinde olduğunu belirtmiştir. Bunun kanıtı olarak da 1924’de ilk meclisin açılış tarihi olan 23 Nisan gününü bayram olarak kararlaştırmış ve bu tarihten 5 yıl sonra da bu bayramı çocuklara armağan etmiştir.

Atatürk ve Çocuk1

“Barış en çok çocukların hakkıdır”. Dünyanın yok edilmesine engel olmak, çocukların sevgi ortamında yaşamasını sağlamak, akıl, beden ve ruh sağlığını korumak biz büyüklerin görevidir. Çocuklar biz büyüklerden sadece sevgi ve barış istiyorlar. Barış en çok çocukların hakkıdır ancak maalesef ki, savaşlarda en çok onlar ölüyorlar, acılar çekiyor, savunmasız ve istismara açık kalıyorlar. Çocuklar hepimizin; insanlığın en değerli varlığıdır. Ülkemiz ve insanlık gelecekte onların ellerine teslim edilecek. Bu yüzden biz büyükler sağlıklı nesil yetiştirmek için ne gerekiyorsa yapmalıyız

Yazımızı Atatürk’ ün çocuklar için söylediği sözlerle bitirmek istiyorum:

  • ‘’Çocuklarımızı artık düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimi düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız”.
  • “…onların temiz yüreklerinde; yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışılmalıdır.’’
  • ‘’Çocuk sevgisi insan sevgisi için bir ihtiyaçtır.’’
  • ‘’Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizin hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.’’
  • ‘’Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı ve onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.’’

Bu duygu ve düşüncelerle; Dergimiz adına, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, milli mücadelede şehit ve gazi olanları, emeği geçenleri rahmetle, şükranla ve minnetle anar, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramını en içten duygularımla kutlarım.

Heey, çocuklaar, Dünyanın masum, temiz insanları.. Bayramınız kutlu olsun!

Çocukların barış ve sevgi içinde yaşayacağı nice 23 Nisanlar geçirmek dileğiyle…

 

 

Leylan Güneş

Leylan Güneş emekli ilkokul öğretmenidir, Ankara'da yaşamakta olup bir kızı ve torunu vardır. Öğretmenlik döneminde talim terbiye eğitim araştırmaları merkezinde çalışmıştır. Emekli olduktan sonra uzun yıllar aktif siyasi çalışmalarda bulunmuştur.

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın