Gagavuzya ya da Gagavuz Yeri Özerk Bölgesi, Gagavuz(Gökoğuz) Türklerinin vatanıdır ve BM’de kısmen(%50 oranında) (1)(2) tanınan, Moldovya Cumhuriyeti’ne bağlı özerk bir devlettir. 23 Nisan 1989 tarihinde bağımsızlığı ilan edilirse de Moldavya tarafından tanınması 4 yılı aşkın bir süre sonra olur. Bugün, 26 yaşında genç bir cumhuriyettir. Kutlu olsun! Dünya durdukça büyüyerek, güçlenerek bağımsız olarak yaşamasını diliyoruz.
Bu yazıda ben sizlere hem yazılı kaynaklar, hem kendileriyle yapılan röportajlar, hem şahsi tespitlerim çerçevesinde tanıtım-bilgilendirme yapacağım.
Ülkeye adını veren Gagavuzlar, Oğuz Türkleridir. Bilim çevrelerine göre Gagavuz kelimesinin etimolojisi Gök Oğuz’a dayanmaktadır. Bazı Türk tarihçiler ve Avusturyalı Osmanlı Tarihçisi Paul Wittek’in içinde bulunduğu bazı yabancı tarihçiler ve Türkologlar da; “Gagavuz kelimesi Anadolu Selçuklu Hükümdarı II. İzzeddin Keykavus ile bağlantılıdır” görüşündedir. Bulgar Petko R. Slaveikov gibi bazı araştırmacılar da Gagavuzları Peçeneklere dayandırmaktadır. Bir başka kısım araştırmacılar ise. Gagavuzlarla yakın bağlantıları bulunan Balkan Türk topluluklarından Surguçlar ve Gacalları Peçeneklerin torunları olarak görmektedir. Bizans yazılı kaynaklarında ise; Oğuzlar, 11. yüzyılda Tuna nehrini geçip Balkanlardaki Makedonya, Paristrione, Yunanistan ve Bulgaristan’da yerleşen göçebe boylar olarak kaydedilmiştir.Bulgaristan’da kuzeyde Dobruca ve Kavarna; güneyde Yanbol ve Topolovgrad’da; Romanya, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Ukrayna ve Rusya’da dağınık yaşamaya mahkûm olmuşlar. Bazı kaynaklarda; 13. yüzyılda Dobruca topraklarında, idare merkezi Korbuna şehri olan “Dobruca ” veya “Uzi Eyaleti” adı altında, iki yüzyıldan fazla süren devletleri olduğu da yazmaktadır.
Türk tarihinde, yaşanılan bölgedeki egemen alfabe, dil veya dini yapıya geçiş yaptığı bilinen başka Türk topluluklar da vardır ya; yaygın bilgi ve kanaat odur ki, Gagavuzlar da bunu yapmış ve 11. yüzyılda Balkanlara göç ettikten sora din değiştirerek Hristiyanlığı ve egemen mezhep olan Ortodoksluğu kabul etmişlerdir.(1)(2)(3)
XVI. asırda Osmanlı İmparatorluğuna katılan Gagauzeli, 1918 yılında Rusya, 1941 yılında Romanya, 1944 yılında da SSCB idaresine girmiş. Çünkü, Ukrayna’ya bağlı gibi görünen Moldova, SSCB’nin sınırları içindedir.
Sovyetler döneminde diğer millet ve topluluklar gibi Gagavuzlar da zaman zaman bağımsızlık talep etseler de başaramazlar.. kalkışmalar anında kanlı bir şekilde bastırılır. Buna rağmen devlet kurma isteklerini dile getirmeye devam ederler ama mümkün olamaz! Gorbaçov döneminde başlayan açıklık ve yeniden yapılanma sürecinde bütün demir perde halkları gibi Gagavuzlar da yeniden bağımsızlık hareketi başlatırlar ve devlet kurma isteklerini hayata geçirirler…
SSCB dağılırken, 23 Nisan 1989 tarihinde başlar kopuş ama 21 Ağustos 1990 tarihinde ilân edilebilir Gagavuz Cumhuriyeti. 25 Ekim 1990’da ilk genel seçimlerin yapılması ve başkanlığa güçlü bir gazeteci olan Stefan Topal’ın seçilmesi, Kişinev’deki Moldava yönetimini rahatsız eder. Başbakan Mircae Druc’un yönlendirmesi ile Moldova Halk Cephesinden 50 Bin kişi, Kişinev’e gönderilir. Amaçları soykırımdır. Silâhlı saldırıda bulunulur. Hemen akabinde 100 Bini aşkın Gagavuz Türkü, Komrad’da toplanarak direnişe geçer ve zafer kazanılır. 31 Ekim’de Gagavuz Meclisi oluşturulur ancak, Moldova Yüksek Sovyeti bağımsızlık ilânını kabul etmez. 27 Ağustos 1991 tarihinde Moldova’nın bağımsızlık ilân etmesi üzerine Gagavuzlar da Özerk Cumhuriyetlerini ilân ederler ve 23 Aralık 1994’te Moldova Cumhuriyeti bu özerkliği tanımak zorunda kalır.
28 Mayıs – 11 Haziran 1995 arasında Gagavuz Eli’nde yeniden seçim yapılır ve 34 milletvekilli Gagavuz Meclisi teşkil edilir. Aynı ay içinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de yapılır. Arkasından; bağımsızlık ile ilgili birçok kurum kuruluş ve basın faaliyete geçirilerek, Gagavuz Özerk Devleti yapılandırılır. Gagavuz Sesi Gazetesi, birçok noktada öncülük yapar. Eski Cumhurbaşkanı Stephan Topal ve Petr Zavriçko’nun liderliğindeki sivil toplum faaliyetleri de devam eder. Kaderlerini, tutsaklıklarını değiştirmek için yılmadan çalışır küçük ülkenin yüreği, ufku büyük insanları…
Milli kıyafetleri içindeki bir karşılama komitesi
Gagavuz Türklerinin yüksek karakterli temsilcileriyle, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra 1992 yılında Antalya’da düzenlenen 1.Türk Dünyası Kurultayı’nda şahsen tanıştım. TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu için yaptığım görüşmelerde; “Gagavuzlar, Gök Oğuz’dur, Hak Oğuz’dur. Bize göre, bozulmamış tek Türk topluluğu biziz. Çok acılar yaşadık ama yılmadık, özümüzü hiç bozmadık.. bunun için gururluyuz” deyişleri, bugün söylenmiş gibi aklımdadır. İlerleyen yıllarda başka basın ve yayın organlarında kendileriyle yapılan söyleşilerde de bu özelliklerini, diğer Türk halklarına göre üstünlük olarak değerlendirdiklerini gördük.
Osmanlı yönetimi inançlara dokunmadığı için, Moldova bölgesinde yaşayan Ortodoks Hıristiyan Gagavuz Türk Halkının rahat yaşadıklarından bahsedilir ki, tekrar din değişikliği yapmamaları bunu düşündürmektedir.. Bununla birlikte 18. ve 19. yüzyıllarda Balkanlarda başlayan Osmanlı’dan kopuş sürecinde Gagavuzlar, belki Bulgarların baskısına maruz kaldıkları için, (1750-1846 yılları arasında) Tuna nehri üzerinden Rusya’ya doğru göç ederler. Tuna kıyılarına ve Besarabya‘ya yerleşenler olur, Moldova’ya gelirler. 1906 yılındaki 15 günlük bağımsızlık dönemi dışında, hayatlarını Rusların ve Romenlerin egemenliği altında ve özellikle Sovyetler Birliği döneminde büyük sıkıntılarla sürdürürler.
(2)1931’de Hamdullah Suphi Tanrıöver’in Romanya Büyükelçimiz olmasıyla birlikte Gagavuz Türkleri ile Türkiye arasındaki ilişkiler yeniden canlanır. Atatüürk’ün emriyle Hamdullah Suphi, ilk olarak Dobruca ve Besarabya köylerinde inceleme gezileri yapar. O dönem birçok Gagavuz genci orta ve yüksek eğitim için Türkiye’ye gelir. Ayrıca 26 Gagavuz kasabası ve köyünde Türkçe öğretim yapan okullar açılır. Bu okullarda Türkiye’den getirtilen ders kitapları okutulur. Yıllar itibariyle bunlarla da yetinmeyen Hamdullah Suphi bey, Gagavuzları Türkiye’ye(Trakya’ya) yerleştirerek, asimile olmaktan kurtarmak ister. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de onaylar bunu ancak; 1939’dur; 2. Dünya Savaşı patlak verir, plan uygulanamaz… Sayıları belli değildir ancak, II. Dünya Savaşı döneminde Almanya’ya yerleşen Gagavuz gruplar olur.
Sürekli bir göçe maruz kalmak, farklı kültürlerle alış verişte bulunmak dağılmalarına ve küçülmelerine sebep olsa da, ana grubun milli kimliği korumacı davranmasını da sağlamış, denebilir. Çünkü çok sayıda tarihçi, etnograf ve dil uzmanları Gagavuzları, Türk Dünyasının en gelenekçi, özgün halklarından biri olarak kabul etmektedir.
Sovyetler Birliği’nde demokrasiye yönelik değişikliklerinin başlatıldığı 1980’lerin sonunda Gagavuz aydınları içinde de milli bilinç yayılmaya başlamış, Gagavuzların kültürel ve ekonomik sorunlarının dünya gündemine taşınması imkânı ortaya çıkmıştır. İdealist ve toplumcu Gagavuz aydınları, diğer etnik azınlıkların aydınları ile dayanışarak, amaca yönelik güç birliği sergilemiş, 1988 yılında “Gagavuz Halkı Hareketini” kurarlar. 1989 Mayıs ayında ilk kongresini yapan “Gagavuz Halkı” adlı hareket, güney Moldovya’da; başkenti Komrat olan, özerk Gagavuz Cumhuriyeti’ni ilan eder.
Kültürel ve ekonomik alanda büyük ölçüde bağımsız olan Gagauzya’nın, halen kendi bütçesini yapma, harcamalarına kendisinin karar verme yetkisi yoktur ama; kendi milli simgeleri olan arması, bayrağı ve marşı vardır. “Gagavuzya Özel Hukuki Statüsü Kanunu”nun verdiği yetkiler çerçevesinde “Gagavuz Ana Kanunu” ve Gagavuz Halkının çıkardığı yerel kanunlara göre yönetilmektedir.
Edebiyat, tarihi geleceğe aktaran önemli bir köprüdür; 1985 yılından önceki Gagavuz şiirinde komünizm, parti, Lenin ve kızıl bayrak önemli bir yer tutmaktadır. 1985 yılından itibaren açıklık ve yeniden yapılanma ile birlikte, millî konular ön plana çıkar. 1990 yılından sonraki şiirlerde, metinlerde, bağımsız Gagavuz devletinden söz edilmeye başlanır. Ana dili şuuru, eski âdetler ve bağımsızlığı işleyen şiirlerin sayısı artar. Çok sevilen yazar, şair, dramaturg, kompozitör, rejisör, folklorcu, gazeteci, kareograf, pedagog, filolog ve tarihçi olan Dionis Tanasoğlu’nun, “Uzun Kervan” romanı, Gagauz Türkçesiyle kaleme alınan ilk tarihi romandır. Gagavuzların hayat serüvenini anlatır
Bir Gagavuz Türk Evi
2000’li yılların başlarında yaklaşık 250 bin Gagavuz Türkü, eski SSCB topraklarında yerleşikti. Büyük bir kısmı Moldovya’nın güneyindeki Bucak yöresinde yaşamaktadır. Geriye kalan bölümü ise, Ukrayna’da Odesa ve Zaporojye illerinde, Romanya, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Kabardey Özerk Cumhuriyeti içinde yaşamaktadır. Moldovya’da “Gagavuz Cumhuriyeti” dışında, Kişinev’de 8 Bin, Bender’de 1600 ve Dinyester nehrinin kuzey yakasında 3.300, Balkanlar’da Bulgaristan ve Yunanistan’da da yaklaşık 20 bin Gagavuz yaşadığı bilinmektedir(2)
Bahar Yortusunda satış yapan Gagavuz Türk Kadınları
Gagavuzlar Ortodoks Hristiyan kökenli Türklerdir ancak; aynı inanışta olan Moldovanlar ve Ruslarla aynı Kiliselere gitmiyorlar. Nevruz gününde/anlamında “Baba Marta Bayramı”nı kutluyorlar.Bizim İslamiyet’le birlikte edindiğimiz bazı kelime ve kavramları kullanıyorlar. (1993 yılında, Gagavuz Türkçesi yayını başlattıklarında; Kişinev’den bir grup radyo yapımcısı, TRT bir eğitime gelmişlerdi. Yemeğe davet ettim.. Yemek bitince bana: “Alla, ziyad eylesin”, dediler. Sohbetin konuş bayram/yortu idi; “Biz de Kurban Bayramı kutlarız. Alla için Kurban keseriz” dediler.. ailece çok şaşırmıştık) Oysa; bu kelime ve kavramları biz İslamiyetle birlikte kullanmaya başladık.
Bir Milli günde halk oyunu oynayan Gagavuz gençler
Sonuç olarak şunu söylemek mümkün: İrili ufaklı diğer birçok Türk topluluğu gibi Gagavuzlar da yüzyıllarca kopuk yaşamış; farklı dini inanışı benimsemiş ve yaşıyor olsalar da Türk kimliğini, halk kültürünü korumaktadır. Konuştukları dil, günümüz Türkiye Türkçesi dil kurallarına uzak, ses/söyleyiş farkları olsa da(Rumeli ağzına benzer), Oğuz Türkçesi’dir.
İşte bir haber metni:
“Komratta H.S. Tanrıöver adına sempozium yapılacek!“
Kirez ayının -5 günnerindä Komratta Hamdullah Suphi Tanrıöver adına bilim sempoziumu yapılacek.
Yer: Gagauziya M. Maruneviç adına Bilim-aaraştırma merkezindä
HABER.MD
Ana dili yortusu kutlamalarında halk yürüyüşü – Foto: Roman Homenkovuz
“Çiçek ayının 27-dä Komratta Ana dili yortusu kutlamaları yapıldı.
Devlet adamnarı hem üürenicilär bayraklarlan hem plakatlarlan şan aleyasına gittilär, neredä Mihael Çakirin onumentinä çiçek koydular. Komrat Devlet Universitetinin girişindä dä miting yapıldı,
Universitetin önündä gençlär dä konuştular, onnar okudular anılmış gagauz peetçilerin şiirlerini hem kendi yaratmalarını. Büün Ana dili yortusu kutlamaları Çadır hem Valkaneş Kasabasında da geçtilär.
2009 yıldan beeri Ana dili yortusu kutlanılêr”
(1) GAGAVUZLAR – Prof.Dr. Harun GÜNGÖR, Prof. Dr. Mustafa ARGUNŞAH – ÖTÜKEN
(2) TÜRKSOY web sitesi
(3) Vikipedia
(4)”Kardeş Türk Edebiyatlarından” – TRT TSR Progam metni ve röportajları