Azerbaycan'da 7 Şubat 2024 Çarşamba Günü Yapılan ve 30 Yıl Sonra Ermeni İşgalinden Kurtarılan Dağlık Karabağ Bölgesinde de Sandıkların Kurulduğu, 8. Cumhurbaşkanlığı Seçimini, Mevcut Cumhurbaşkanı İlham ALİYEV Büyük Farkla Kazandı. Yeni Dönem, Kardeş Azerbaycan Devleti ve Halkı için Hayırlı, Uğurlu olsun…

ADALETİ YIKMA

3367993034_ffa099c121_o

Genelde insanların kendi çıkarının peşinde koşma nedeniyle, asil ve dürüst görünen kişilerin de zaman zaman adaletsiz biriyle aynı yöne gittiğini, aynı safta yer aldığı görülmektedir. Görülen o ki, çoğu kimse her ne kadar dürüst görünse de genelde kendi isteğiyle adil olmadığı bilinmektedir. ‘’Adalet mülkün temelidir’’ sözü ‘’adalet devletin temelidir’’ anlamını ifade etmektedir. İşte bu, yaşamanın ve insanlar arasındaki anlaşmanın başlangıcıdır. Kişi adaletsizliğe uğrayınca kötü, adaletsizlik yapınca ise iyi anlayışı, ne âlâ, ne güzel olur diyemez… Böyle yaşam ancak adaletin yağmalandığı ve hovardaca kullanıldığı demokrasinin gelişmediği ülkelerde vardır.

Sevgili vatan sevdalıları; hangi görüşe sahip olursak olalım, ait olduğumuz sosyal yapıda, toplumsal ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için davranışlarımızda olsun, vereceğimiz kararlarda olsun adaletli davranmak mecburiyetinde olduğumuzu unutmamız gerekir. Halk arasında söylenen bir söz vardır. Şahsımı da Çok etkilemiştir. ‘‘Açtığın her yaradan hesap sorar yaratan’’ demişler. Öncelikle Yaratıcının adaletiyle yargılanacağımızı, daha sonra ailemizin ve yaşadığımız toplumun adaletiyle yargılanacağımızı aklımızdan çıkarmamalıyız. La Rochefourcald, derki’’ Çıkarını her şeyin üstünde tutarsan menfaatine düşkün insanlara söyleyecek sözün olmaz. Çünkü o da senin yaptığını yapıyordur’’ . Gerçi günümüz dünyasında insanlar o kadar arsızlaşmışlar, o kadar yüzsüzleşmişler ki, derler ya yavuz hırsız ev sahibinden baskın çıkar misali. Adamın yapmış olduğu ahlaksızlık tavan yapmış hiç bir şey olmamış gibi halkın arasında dolaşıyor.

İkinci Halife Hz. Ömer (r.a) üzerinde titizlikle durduğu ve asla müsamaha göstermediği en önemli konu sizlerin de bildiği, adalet meselesiydi. O, mevki, rütbe, soyluluk vs. gibi hiçbir ayırım gözetmeden, hakkın sahiplerine verilmesi için çok emek sarf etmiştir. Onun nazarında bir köle ile efendisi arasında fark yoktur. Halifeliği döneminde, Şam Valisi şehir merkezinde büyük bir cami yapmak ister, ancak caminin yapılacağı arazi dul bir Yahudi kadına aittir. Kadın, çocuklarının ve kendi geçimini ekip- biçtiği bu araziden sağlamaktadır. Bedeli verilmesine rağmen arazisini satmak istemez ve oraya cami yapılmasına da rıza göstermez. Buna rağmen vali, bu araziye camiyi yaptırır. Bunun üzerine de Yahudi kadın, Hz. Ömer’e giderek durumu anlatır ve validen şikâyetçi olduğunu söyler. Kadını dinleyen Hz. Ömer, durumu adaletli görmez ve Yahudi kadını haklı bulur. Valiye mektup yazarak, camiyi yıkmasını ve araziyi tekrar Yahudi kadına vermesini emreder ve sözünü “ Vali! Vali! Camiyi yık, fakat adaleti yıkma.” diye bitirir.

Kuran-ı Kerim’de “Allah için adil şahitler olunuz, kendi aleyhinizde dahi olsa adaleti ayakta tutunuz, kin ve düşmanlığınız sizi adaletten uzaklaştırmasın’’ mealinde ayet olduğu bilinmektedir. Üzülerek ifade ediyorum ki, günümüz dünyasında en büyük adaletsizlikler ve hukuksuzluk adalet adı altında yapılmaktadır. Değerli kardeşlerim, ortalıkta gözükmeyen ama bu aziz milletin geleceği ile oynayan ve ‘‘tavşana kaç, tazıya tut’’ misalinde olduğu gibi, üç maymunu oynayan kişilerin kimlerin olduğunu bu millet er veya geç öğrenecektir. Dostu ile düşmanını ayıramayan toplumların ayakta kalmasının mümkün olmadığını onur sahibi olan insanımız iyi bilir. Bu vasfa sahip olan toplumumuz, aç kalır, işsiz kalır ama kedisini adam yerine koymayanı ve değerleri ile dalga geçenleri, birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyen hainleri affetmez yeter ki anlasın.

Sevgili gönül dostlarım, bunu bildikleri için kendilerini öyle kamufle ediyorlar ki, ahlaktan rahatsız olan ahlak postunu, adaletten rahatsız olan adalet postunu, demokrasiden rahatsız olan demokrasi postunu vs giyiyor. Böyle bir ortamda, aldananların ve aldatanların kimler olduğunu ayırmak uzmanlık ister hale gelmiştir. Günümüz dünyasında, jandarmalık yapan güçler adaleti güç üzerine oturturmuşlardır. Güçlü olan adalet filesini delip geçerken, zayıf olanlar takılıp kalmaktadır.

 

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın