23 NİSAN 1920; Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. ATATÜRK; “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir!” diye açıkladı, o gün, “HAKİMİYETİ MİLLİYE BAYRAMI” oldu ve çocuklara armağan edildi. 1923'te “ÇOCUKLARIN ROZET BAYRAMI”, sonrasında “ÇOCUK BAYRAMI” adını aldı, 1929'da iki bayram birleştirilerek “HAKİMİYETİ MİLLİYE VE ÇOCUK BAYRAMI" oldu... "23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI" Kutlu Olsun! Türk çocukları başta olmak üzere bütün çocuklar daima özgür, güvende ve mutlu yaşasın…

Türkçenin Varlığı İçin VI. Türkoloji Günü Toplantısı

Ankara Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümünde, tarihi “Farabi Salonunda “Türkçenin Varlığı İçin 6. Türkoloji Günü” toplantısı düzenledi. 6. Türkoloji Gününde uzmanlar tarafından önemli konuşmalar yapıldı, bildiriler sunuldu, Türk lehçelerinde şiirler, şarkılar söylendi.

İlki 5 Mayıs 2011 tarihinde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü tarafından düzenlenen “Türkçenin Varlığı İçin I. Türkoloji Günü” adlı sempozyumda, toplantıyı düzenleyenlerin önerisi ve orada bulunan Ankara, Gazi ve Hacettepe üniversitesi bilim insanlarının ortak kararıyla 5 Mayıs “Türkoloji Günü” olarak ilan edilmişti.

Türkçenin varlığı için 2011 yılından itibaren her yılın Mayıs ayının ilk haftası, düzenli olarak gerçekleştirilen “Türkoloji Günü’nün 5 Mayıs tarihinde gerçekleştiriliyor olmasının nedeni, büyük bilim ve kültür adamı Prof. Dr. Cevat Heyet’in editörlüğünde 32 yıldan beri tüm zorluklara rağmen, Tahran’da Türkçe yayınlanan Varlık Dergisinin yayın hayatına başladığı tarih olmasıdır. Varlık Dergisi, İran’da Türkçenin varlığının sürdürülmesi ve Türk milli kimliğinin şekillenmesi için çok önemli bir yere sahiptir.

Daha önceki “Türkoloji Günü” toplantılarında ağırlıklı olarak Türkçenin hayatiyeti, dil politikası ve dil planlamaları ve alfabe meselesi ele alınmıştı. 5 Mayıs 2011’de Ankara Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü’nün düzenlediği “Türkçenin Varlığı İçin 1. Türkoloji Günü” bilgi şöleninde, dil hayatiyeti bağlamında Türkçe’nin İran, Çin, Bulgaristan ve Rusya Federasyonu’ndaki durumu,  konuşmacılarca tartışılmıştı.

  1. Türkoloji Günü’nün açılış ve kapanış konuşmasını yapan Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sema Barutçu Özönder özetle: “Türkçenin varlığı Türkçeyi konuşanların varlığıdır. Türkçenin varlığını kutladığımız Mayısın ilk haftası artık geleneksel günümüz oldu. Öğrencilerin telaffuzlarıyla şiirler okuyacağı, bilim insanlarımızca bildiriler sunulacağı bu toplantının sürekliliğinin Türkçenin dünya dilleri arasında layık olduğu yeri almasına katkıda bulunacaktır” şeklinde konuştu.

türkoloji

“Türkoloji Günü” Düzenleme Kurulu Başkanı ve bölüm öğretim görevlisi M. Rıza Heyet, yaptığı konuşmasında: Saha, Tuva ve Afganistan’da Türkçenin resmî statüye sahip olmasına rağmen, hala Rusça, Darice ve Peştunca’nın baskın etkisi sürdürülürken, Türk dilinde eğitim imkanlarının engellendiği İran’da ise daha vahim bir tabloyla karşı karşıya olduğunu dile getirirken,  Türkçenin varlığını tehlikeye sokan etkenlerin yalnız Türk dilinde eğitimin yasak olması veya yozlaştırılmış eğitimle sınırlı olmadığını, ekonomik ve sosyal sorunların neden olduğu zorunlu göçler, Türklerin yaşadığı bölgelerde demografik yapının değiştirilmesine yönelik çalışmalar, konargöçer hayatı yaşayan bazı Türk boylarının bir şekilde yerleşik hayata zorlanması veya Türkçenin ve Türklerin saygınlığını düşürmek amacıyla hakaret içeren televizyon programlarının hazırlanması ya da Türklüğü hedef alan fıkraların halk arasında yaygınlaştırılarak genel kültür haline getirilmesi gibi konular da Türkçenin varlığını ve saygınlığını zedeleyen unsurlar olduğunu dile getirdi.

türkoloji2

 “6. Türkoloji Günü” toplantısında, bölümümüzün değerli hocaları ve yüksek lisans-doktora öğrencileri ve konuk öğretim elemanları bildirilerini sundular. Afganistan, İran, Saha ve Tuva gibi Türk coğrafyalarında Türk dilinin bugünkü durumu ve eğitim meselesiyle birlikte, Türk Çağında Türk Kavramı (Dr. Babek Cevanşir), Afganistan’da Türk Dilinde Eğitimin Bugünkü durumu (Dr. Alem Labib) ve İran Modern Tarih Yazımı ve Bilimsel Tarafsızlık (Babek Şahid (Shahed),  Saha (Yakut) Özelinde Sibirya Sahasında Rus Faaliyetleri ve Etkileri (İsmet Kılıç), Saha (yakut) Türkçesinde Eğitimin Tarihi (Araştırma Görevlisi Ümit Şahin),  İran Türkmenlerinin Dil Alanındaki Faaliyetleri (Dr. Hangeldi Ownuk), N.F. Katanov’un Tuva Türkleri ve Tuva Türkçesi Araştırmalarına Katkısı (Araştırma Görevlisi Buket Baran) gibi konulara yer verildi.

Prof. Dr. Melek Erdem’in başkanlığında yapılan birinci oturumda:

türkoloji3

Fotograf: Kadir Asar

 Yeditepe Üniversitesinden Dr. Babek Cevanşir “Türk Çağında Türk Kavramı” başlıklı bildirisinde: “Türk Çağı X yy. da başlamıştır. Ancak XV-XVIII yy. arası için söylenir. Bu dönemde çok büyük bir coğrafyada ve dört kıtada onlarca Türk devleti vardır. Bu devletlerin her biri kendini Türkçe konuşur olmanın merkezine koymakta ve diğerini Türk görmemektedir. Memlükler, Safeviler, Osmanlılar, Timurlar, Altınorda, Babürler…. Öyle ki; bu Türk devletleri  kendileriyle savaşacak dış güç olmadığı için kendi aralarında savaşıyorlardı…. Timur İmparatorluğu, kendi diline Çağatayca değil, Türkçe derdi. Ona biz Çağatayca diyoruz”… gibi hususlara vurgu yaptı.

 

Araştırma Görevlisi Ümit Şahin, “Saha (yakut) Türkçesinde Eğitimin Tarihi” başlıklı bildirisinde:, günümüzde Rusya Federasyonuna bağlı Saha (Yakut) Cumhuriyetinde yaşamakta olan Saha (Yakut) Türklerinin 13. yüzyıldan itibaren güneyden bugünkü yaşadıkları bölgeye geldiklerinin düşünüldüğünü, Saha (Yakut) Türklerinin bugün yaşadıkları bölgenin 17. yüzyılda Rus Çarlığı tarafından işgal edildiğini dile getirdi. Ayrıca, göçebe ve ormancılığa dayalı bir yaşam sürdüren Saha (Yakut) Türklerinin 19. yüzyıl öncesinde yazılı edebiyatlarının olmadığını, Saha Türkçesinin yazı dilinin 19. yüzyılın başlarında Rus Ortodoks Kilisesinin misyonerlik faaliyetleri kapsamında dini literatürün Saha Türkçesine çevrilmesiyle başlamış olduğunu belirtti. Eğitim-öğretim faaliyetleri de yine dini faaliyetler çerçevesinde başlamış olan Saha Türklerinin bölgede ilk dini okul 1734 yılında Yakut Spasskiy Manastırında açıldığını, modern anlamda ilk seküler/laik okulun 1863 yılında açılmış ve bu okul günümüzde de faaliyetine devam etmekte olduğunu kaydetti.

Dr. Alem Labeb, “Afganistan’da Türk Dilinde Eğitimin Bugünkü Durumu” başlıklı bildirisinde: “Afganistan’da Taliban döneminde Türk okullarının yakılıp yıkılıp Türkçenin yok sayıldığını, 2004 Anayasasında iki dilde eğitimin kabul edildiğini, bugün Türkçe’nin üçüncü eğitim dili olması için mücadele verildiğini” dile getirdi.

Dr. Murat Ceritoğlu’nun başkanlığındaki ikinci oturumda:

türkoloji4

Fotograf: Hüseyin Küçükbulut

Öğretim Görevlisi İsmet Kılıç “Saha (Yakut) Özelinde Sibirya Sahasında Rus Faaliyetleri ve Etkileri” başlıklı bildirisinde: Rusların Sibirya’yı sömürgeleştirirken klasik kolonyalizmin tersine kendi nüfuslarını bu bölgelere taşıdıklarını ve yerleştirdiklerini, bunu yaparken zengin nehirleri ve ulaştıkları noktada yaptıkları kaleleri kullandıklarını, ağır vergilerle yerli halkı bağımlılaştırmayı başardıklarını dile getirdi.

Araştırma Görevlisi Buket Baran, “Nikolay Fedoroviç Katavov’un Tuva Türkleri Ve Tuva Türkçesi Araştırmalarına Katkısı” başlıklı bildirisinde, Hakas kökenli Türkolog N.F. Katanov’un Tuva Türkleri ve Tuva Türkçesi üzerine yapmış olduğu araştırmalarını değerlendirdi. Bu bağlamda Katanov’un 1889 yılı Mart ve Ağustos aylarında Tuva bölgesine gerçekleştirmiş olduğu gezinin ayrıntıları belirtilmiş olup Katanov’un gezi sırasında derlediği malzeme dilbilim, folklor, etnografya ve sosyolojik açıdan sınıflandırılarak, Katanov’un Tuva Türkleri ve Tuva Türkçesi araştırmalarına katkısını değerlendirdi.

  1. Türkoloji Günü, bölüm öğrencilerinden Melike Ünal, Aysun Yaman, Kübra Öztemel’in okuduğu “Türk Dünyasından Şiirler” ve Hacettepe Üniversitesi Türkoloji öğrencisi Vahid Muhammedi’nin gitarı eşliğinde Büşra Akkuş, Merve Nur Maden’in söylediği Azerbaycan, Uygur ve Kazak ezgileri dinletisiyle sona erdi.

türkoloji5

türkoloji6

 

Nuraniye Ekrem

Doğu Türkistan’ın Artuş Şehri, 1 - Lisesi’nden (1978-1981) mezun oldum. Ön Lisan ve Üniversite eğitimimim için 1981 yılında Pekin’e gittim. Pekin Milletler Üniversitesi Çince Yüksek Okulu - Ön lisans (1981-1983), Pekin Merkezi Milletler Üniversitesi Türkoloji Bölümü - Lisans (1987-1989), Hacettepe Üniversitesi - Tarih Bölümü - Master (1990-1992), Hacettepe Üniversitesi – Tarih Bölümü - Doktora (1992-1999), TÜBİTAK - Hacettepe Üniversitesi - Doktora Sonrası ( 2008- 2009 ). Türk ve İslam tarihi açısından önemli hükümdar olan ve Karahanlıların 920-958 yılları arasındaki hükümdarı Abdülkerîm Satuk Buğra Han, 955 yılında dünyadan göçerken defnedildiği Atruş Kasabası bugün Doğu Türkistan’daki ticaretin kalbi sayılan bir şehir ve tarihi Türk şehri ve Divânu Lügati't-Türk'de, "Doğu Türk ilinde tanınmış şehir olarak tarif edilen Kaşgar’ın 35-40 KM Kuzeyindedir. 1987-1989 yıllarında Pekin Milletler İttifakı Dergisi’nde, 1999-2005 yıllarında ASAM’da, 2005-2006 yıllarında da TUSAM’da Uzakdoğu Pasifik Araştırmaları Masası Başkanı olarak çalıştım. Master, Doktora ve Doktora Sonrası eğitimlerim döneminde Türk Tarih Kurumu ve TÜBİTAK’da projelerde çalıştım. 2013 yılından beri Ankara Üniversitesi, DTC Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatı Bölümü’nde Orta Asya Türk tarihi, Türkiye’nin Orta Asya’daki bağımsız Türk Cumhuriyetleri ile ilişkileri ve Türk-Çin İlişkileri gibi dersleri vermekteyim.

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın