23 NİSAN 1920; Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. ATATÜRK; “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir!” diye açıkladı, o gün, “HAKİMİYETİ MİLLİYE BAYRAMI” oldu ve çocuklara armağan edildi. 1923'te “ÇOCUKLARIN ROZET BAYRAMI”, sonrasında “ÇOCUK BAYRAMI” adını aldı, 1929'da iki bayram birleştirilerek “HAKİMİYETİ MİLLİYE VE ÇOCUK BAYRAMI" oldu... "23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI" Kutlu Olsun! Türk çocukları başta olmak üzere bütün çocuklar daima özgür, güvende ve mutlu yaşasın…

HACI BEKTAŞ-I VELİ

haci-bektasi

XIII. yy. da yetişmiş ünlü bir düşünür ve gönül adamıdır. Mükemmel bir dinî-millî kültür formasyonu almıştır. Bu sebeple O, Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması için Türkistan illerinden vazifeli olarak gönderilmiştir. Böylesine önemli bir görevi üstlenen Horasan Alperenlerinden Hacı Bektaş Veli’nin hayat felsefesini ve kısaca hayatını anlatarak, O’nu genç nesillere taşımış olacağımızı umuyoruz.

Hacı Bektaş-i Veli’nın felsefesi insan sevgisi, hoşgörü, paylaşım ve toplumsal eşitlik ilkeleri üzerine kurulmuştur. Onun hoşgörü anlayışının temelinde toplumsal uzlaşma yatar.    Hacı Bektaşi Veli’nin dünyasında kine ve zulme asla rastlayamayız.

    Hacı Bektaşi Veli; doğruluğa, erdeme, sevgiye ve iyiliğe yürekten bağlıdır.   Evrensel düşünceyi, insanların kardeşliğini ve tüm ulusların dostça bir yaşam sürmesini ister. Bunu da “Gelin Canlar Bir Olalım” çağrısıyla dile getirir.

    Şu bir gerçektir ki dünya üzerindeki kavga, dövüş ve savaşların altında yatan en önemli sebepler; Bencillik, hoşgörüsüzlük, kibir, gurur, hırs ve hasettir.  Hacı Bektaş Velî’nin; “İncinsen de, incitme”, “Her ne ararsan kendinde ara” sözleri, onun hoşgörüsünü ortaya koyarak bütün insanlığı sevgi, barış ve kardeşliğe çağırmıştır. “Düşmanınızın bile insan olduğunu unutmayınız” sözü ile de insana verdiği değeri anlatmaya çalışmıştır.

     Bu gönül piri, gönül dostluğuna ilişkin ise şöyle diyor.

“Dostumuzla beraber, yaralanı kanarız,
Her nefeste aşk ile Yaradan’ı anarız.
Erenler meydanına vahdet ile gir de gör,
Kırk budaklı şamdanda, kırkımız bir yanarız.”

Hacı Bektaşi Veli gerçek sevgiyi uzaklarda değil de kendi içimizde aramamız gerektiği konusunda derin bir mesaj vermektedir.

    Hararet nardadır, saçta değildir.

    Maharet baştadır, taç ’da değildir

    Her ne arar isen kendinde ara

    Kudüs’te, Mekke’de Hac ’da değildir.

Diyen Hacı Bektaş Veli, her şeyi insanda arayan; Hakk’ı kendi özünde, kendi özünü Hakk’da bulan anlayışıyla, sevgiyi ve bilimi bir arada tutmuştur. Hacı Bektaşi Veli, hoşgörü erdemini; af edici, tok gözlü, tatlı sözlü, güleç yüzlü, sevgi dolu olma hali olarak açıklıyor. Hoşgörü, inanç, düşünce ve vicdan özgürlüğüne saygı gösterme olgunluğudur. Bu felsefede savunulan üç şey, sevgi, hoşgörü ve toplumsal barıştır. Hacı Bektaşi Veli bunu kısaca şöyle özetliyor: “İncinsen de incitme”

Hacı Bektaş-i Veli’nin amacı, hoşgörü, düşünce, inanç davranışı yönünden bütün insanlara ve dünyaya açılmaktır.

Mevlana’da olduğu gibi Hacı Bektaşi Veli’de de sevgi; şefkatte güneş gibi, cömertlikte su gibi, alçak gönüllükte toprak gibi, teslimiyette ölü gibi, örtücülükte gece gibi olmaktır.     Özetlemek gerekirse Hacı Bektaşi Veli’de gerçek sevgi; “Eline, beline, diline hâkim” olabilmektir.

Kısaca dünya görüşü ve felsefesi ile andığımız Hacı Bektaşi Veli’nin hayatından da kısaca bahsedelim.

 Horasan’ın Nişabur kentinde doğmuştur. Annesi Hatem Hatun, babası Seyyit İbrahim Sani’dir. Ve her ikisi de Türk soyundandır, Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli. Çeşitli kaynaklarda doğum ve ölüm tarihleri değişik gösterilmektedir.. Bazı kaynaklarda doğumu 1242, Anadolu’ya gelişi 1270-1280 yıllan arası, ölümü ise 1337 olarak, bazı kaynaklarda ise doğumu 1209, ölümü 1271 olarak yazmaktadır.

Akılcılığa ve bilime inanan Hacı Bektaş Veli, çevresinde dürüst kişiliği ile bilinir. İlk eğitim ve öğrenimini Türkistan Piri Hoca Ahmet Yesevî kültür ocağından alarak, çok sayıda bilim adamının yetiştiği Horasan’da engin bir bilgi birikimine ve geniş bir dünya görüşüne sahip olmuştur.

Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu’ya gelişi, Anadolu Selçuklu Devleti’nin siyasi, ekonomik ve kültürel düzenin bozulduğu, yönetimde bölünmelerin ortaya çıktığı bir devreye rastlamaktadır.
Hacı Bektaş Veli Kırşehir yöresindeki Suluca Karahöyük’e (Hacımköy) yerleşmiş, Orta Anadolu’yu dolaştıktan sonra Anadolu kültürünü, Anadolu insanının gelenek ve göreneklerini özümseyerek yeni bir bilim ve öğreti merkezi kurmuştur.

Burada çok sayıda öğrenci de yetiştiren ve yeniçeri ocağının da piri olarak bilinen Hacı Bektaş Veli Anadolu birliğinin sağlanmasına yardımcı olmuştur. Hacı Bektaş Veli, Türk dili ve kültürünün yabancı etkilerden ve her türlü yozlaşmalardan korunması çabalarını ömrü boyunca sürdürür. Ortaya koymuş olduğu birleştirici ve yükseltici öğreti her türlü bağnazlıktan uzak, çağa uyan ilkeler halindedir. Hacı Bektaş Veli ibadet ve günlük yaşamda kadını erkeğin yanına almıştır. Güzel sanatlara sevecenlikle bakar. Dergahta; Hoca Ahmet Yesevi’nin yorumladığı Türk İslâm’ını ve kendi imbiğinden geçen ahlâk öğretisini anlatır.
Makalat, Kitabu’l-Fevaid, Hacı Bektaş’ın Şathiyyesi ve Besmele Tesviri isimli eserlerinin olduğu bilinmektedir. Hacı Bektaş Veli’nin hayatı ve kerametlerini anlatan “Velâyetname” önemli bir eserdir. Eserleri ile nesiller boyu yaşayacak bu büyük insanı şükranla yadediyoruz.

Şerife Birer

ODTÜ Elektrik Mühendisliği mezunu,Türk Telekomünikasyon A.Ş. de 28 yıl çalıştıktan sonra, 2011 de emekli oldu. Siyaset, medya tasarımları ve sosyal medya aktiviteleri, proje-planlama işleri ile uğraşmaktadır. Kadın kuruluşları başta olmak üzere çeşitli STK'nda aktif üyelikleri bulunmaktadır. Günlük bir gazetede kadın ve sağlık sayfası hazırlıyor.

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın