23 NİSAN 1920; Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. ATATÜRK; “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir!” diye açıkladı, o gün, “HAKİMİYETİ MİLLİYE BAYRAMI” oldu ve çocuklara armağan edildi. 1923'te “ÇOCUKLARIN ROZET BAYRAMI”, sonrasında “ÇOCUK BAYRAMI” adını aldı, 1929'da iki bayram birleştirilerek “HAKİMİYETİ MİLLİYE VE ÇOCUK BAYRAMI" oldu... "23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI" Kutlu Olsun! Türk çocukları başta olmak üzere bütün çocuklar daima özgür, güvende ve mutlu yaşasın…

KADIN ERKEK İLİŞKİLERİNE GÜNÜMÜZ TEMALI BİR BAKIŞ AÇISI

Evet. Merhaba Öncelikle Yazıma güzel bir merhabayla başlamak istiyorum çünkü; konumuz oldukça can sıkıcı. Günümüz ilişkilerinin özellikle romantik ilişkilerin durumu oldukça vahim. Birçok kişi terapistlere kötü giden ikili ilişkilerden dert yanar durumda. Baktım işler iyice çığrından çıkmış; bende bu konuyu ele almak istedim.
Hani derlerdi ya aşkın ömrü 3 yıl. Artık 3 ay. Bu durumu ne derece daha iyi hale getirebiliriz onu da ele almak istedim bu yazımızda.
İlk olarak; tanışmalardan başlayalım. Nasıl tanışıyoruz, nasıl ilerliyoruz ve ne gibi yanlış yollar çiziyoruz da ilişkiler bu kadar kısa sürüyor. Ya da uzun sürsede hep bir yerlerde bir eksik oluyor ve bir türlü tatmin olamıyoruz.
Tanışma: Ortak arkadaşlar, aynı sosyal ortam paylaşımı, eski tanıdıklar bu şekilde başlayan tanışmalar için zaten birşey söylemeye gerek yok. İnsanlar bir şekilde birbirlerini biliyorlardır ve az çok birbirleri hakkında eksik fazla fikre sahip olarak ilk buluşmaya gidiyorlar. Ama durum sıfırdan başlayanlar için biraz daha farklı. Mesela ilk adım; ister erkekten gelsin ister kadından. İk adım çok önemli. Artık günümüzde kadınlardan da gelebiliyor. Siz erkekler lütfen centilmen olun ve bu cesaretli kadını lütfen geri çevirmeyin. En azından deneyin. Belkide sonuç sizin düşündüğünüzden daha farklı olacak. Erkeğin ilk adımına ise zaten hepimiz aşinayız. İşler birazcık daha kolay oluyor. Çünkü alışıldık bir durumla başlıyor. İlk adımı kadın atıyorsa eğer; durum biraz daha farklı, bundan sonraki hamleyi erkekten beklemek gerekiyor. Çünkü çok ısrarcı olmak antipati yaratabiliyor. Dengeyide iyi kurmak gerekiyor tabii; hiç nefes bile aldığınızı hissettirmeyin demiyorum ama çok ta ordaymış gibi yapmayın o ilk adımdan sonra. Bekleyin. Sabırsız davranmak özellikle bu süreçte sonrasında pişmanlık yaratabilir. Evet ilk adım bir şekilde kadın-erkek farketmeksizin atıldı ve o büyük gün geldi çattı.
İlk buluşma: Dış görünüşten, hitaba.. Vücut dilinden, mekan seçimine.. Herşey olabildiğince ortalama ilerlemeli. Dış görünüş elbette ruhumuzun, zevklerimizin hatta yaşam biçimimizin en somut örneğidir. Kendiniz gibi olun. Normalde nasılsanız öyle. Ama bu normal durumumuz biraz bohemse. İlk gün için bu tarz uygun olmayabilir. Sıkıcı olmayan bir şıklıkta, ciddi olmayan bir gömlekle, salaş olmayan bir bluzle ya da çokta çekici olmayan bir elbiseyle bugünü kurtarabiliriz diye düşünüyorum. Aşırıya kaçmadan ama özenli. Hitabımız aşırı samimi olmadan ama içten, vücut dilimizde yeterine ortama konsantreyken bir de konuşurken birbirimizi duymamızı engellemeyecek müzikli bir ortam yakaladıkmı değmeyin keyfimize. Fiziksel şartlar yerinde gibi görünüyor hadi birde diyaloglara girelim:
-Eski sevgililerden bahsetme: kötüleme, anılar, özlem içerikli cümleler
-Sürekli kendinden bahsetme: kendini aşırı övme, kendiyle ilgili küçük şeyleri büyüklenmeci bir tavırla anlatma
-iyi-kötü yönlerini birdenbire sanki terapiste gelmiş gibi aşırıya kaçarak anlatma
-Karşındakinin sürekli sözünü kesme
-Etrafla aşırı ilgilenme: oturan-kalkan insanları gözlemleme, yan masada konuşulanları dinleme
-Bulunduğunuz mekanın çalışanlarıyla aşırıya kaçan samimiyet ya da kabalık gösterme: bir şekilde bu yolla kendini kanıtlamaya çalışma
-Karşındakinin herhangi bir ihtiyacına saygı göstermeme
-Çekici olmak adına kendini olduğundan farklı gösterme
-Komik olmak adına aşırıya kaçan espriler yapma
-Sürekli telefon, tablet vs ilgilenme, karşı tarafa konsantre olmama ya da olamama
-Konuşurken duyguyu karşıya geçirememe:donuk bir yüz ifadesi kullanma
Bu gibi maddelerle ilk buluşmada yapmamız gereken şeylerden biraz bahsetmek istedim. Bu diyaloglar her koşulda dikkat edilmesi gereken şeyler tabii. Ama ilk buluşma bizim için yegane olduğundan biraz daha dikkat edilmesi gerekir. Çünkü insan yapısı gereği ilk fikirleri bilinç altına atacak ve hep o fikirlerle birşeyleri yorumlayacak bizim hakkımızda. O yüzden daha ihtiyatlı davranmakta fayda vardır diye düşünmekteyim.
Günümüzde maalesef bu saydığım örnekler yüzünden ilk buluşmadan birçok kişi hüsranla ayrılıyor. Ve doğal olarak bu hüsran bizi; diğer beklentilerimizi ve gelecekten olacak herhangi bir ilişkimizide negatif açıdan değerlendirmemize sebep olacak şekilde etkiliyor. Zaten bu saydığım maddelerden bir kaçını yaptığınızı düşünüyorsanız en yakın zamanda işinde uzman bir psikoloğa gitmenizi öneririm.
Varsayalım ki; bu saydığım örneklerin hiç biri gerçekleşmedi. Herşey olabildiğince bizi tatmin edici ilerledi ve buluşmadan kendimizi iyi hissederek ayrıldık. Sıra ikinci görüşmeye kadar geçecek sürede. Bu süreci iyi değerlendirmemiz gerekli. Israrcı olmadan ama iletişimimizi de koparmadan yeni tanışan ilişkimize devam ediyor ve sabırla ikinci görüşmeyi bekliyoruz. Bu süreçte kafamızı karıştıracak diğer kişileri uygun bir şekilde ortamdan uzaklaştırmamız en doğrusu.
İşte bu basit sıralama ve diyaloglarda sapmalar olduğunda maalesef işler iyi gitmiyor. Sonra herkes günümüz kadınları ve günümüz erkeklerinden şikayet ediyor. Lütfen sağduyulu olalım. Önce kendimize bakalım ve sonra karşımıza ışık tutalım. Eğer saçtığınız ışık karşı tarafı aydınlatabilecek güçteyse adım atalım. Eğer ışığınız sizi bile aydınlatmaya yetmiyorsa lütfen bu durumu düzeltmek için profesyonel destek alalım.
Yazımın devamı bir sonraki hafta sizlerle olacak.
Sevgi ve güvenle kalın.

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın