Azerbaycan'da 7 Şubat 2024 Çarşamba Günü Yapılan ve 30 Yıl Sonra Ermeni İşgalinden Kurtarılan Dağlık Karabağ Bölgesinde de Sandıkların Kurulduğu, 8. Cumhurbaşkanlığı Seçimini, Mevcut Cumhurbaşkanı İlham ALİYEV Büyük Farkla Kazandı. Yeni Dönem, Kardeş Azerbaycan Devleti ve Halkı için Hayırlı, Uğurlu olsun…

Hıdırellez Bayramı

“Hıdırellez, Türk Dünyasında kutlanan ilk yaz bayramlarından biridir. Kaynağı çok eskilere dayanır. Bu bayrama Anadolu’da
ve Anadolu dışında Türk halkı büyük ilgi gösterir. Birçok gelenek ve görenek bu vesileyle yaşatılır. Dolayısıyla Hıdırellez,
Türk toplumunu canlandıran, birlik ve beraberliği pekiştiren bir
olgudur.

Türklerin yaşadığı hemen her yerde baharın gelişiyle birlikte Nevruz ve Hıdırellez kutlamaları görülür. Hıdırellez; havaların iyice ısındığı, Hızır ile İlyas’ın buluştuğuna inanılan 6 Mayıs günüdür. Dolayısıyla Hızır ve İlyas kelimelerinin halk dilinde birleştirilmesiyle Hıdırellez (Hıdrellez) şeklini alan bu gün 6 Mayıs’ta kutlanır.

Hızır’ın adı, gerek Türkiye’de gerekse Türkiye dışındaki Türk dünyasında kabul gören inanç, onun “Tanrı’nın yeryüzünde dolaşan güçlü ve yardımsever elçisi” olduğudur. Hızır geleneği ve ilgili inançlar Türkiye, Balkanlar, Türkistan (Kazakistan, Kırgızistan, Altaylar, Özbekistan), Azerbaycan ve Gagauz Türkleri arasında bütün canlılığı ile yaşamaktadır.

Rivayete göre; Hızır İlyas ile kardeş veya yaygın inanışa göre de arkadaştır. Halk arasında aldığı anlam ve yüklendiği görev itibariyle Hızır; âb-ı hayat (hayat suyu/ ölümsüzlük suyu) içerek ebedî hayata mazhâr olmuş ve zaman zaman insanlar arasında dolaşarak darda kalanlara yardım ve iyiliklerde bulunan, tabiatın yeşillenmesini sağlayan, bolluk ve bereket, kısmet ve sağlık bahşeden bir velidir.

Hızır geleneğinde törenlerin yapıldığı güne genel olarak Rûz-ı Hızır veya Hıdrellez adı verilmektedir. Rûz-ı Hızır ve Rûz-ı Kasım diye iki mevsime ayıran takvim bilgileri, Rûz-ı Hızır’ı yaz mevsiminin başlangıcı sayıp 6 Mayıstan 8 Kasıma kadar süren 186 günlük bir dönemi içine alır. Yılın 9 Kasım-5 Mayıs tarihleri arasını içine alan Rûz-ı Kasım ise kış devresinin ifadesidir. Bu dönem Kasım günleri olarak adlandırılıp 179 gün sürmektedir.

Hıdrellez adlandırması ise Halk inançlarında âb-ı hayat içerek ölümsüzlük kazanan Hızır ile denizlerin piri kabul edilen İlyas’ın 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gecenin sabahında, denizle kara arasında bir kıyıda buluşacakları düşüncesinden doğmuş olmalıdır.

Hızır ile İlyas’ın buluştukları 6 Mayıs’ta güneş, Ülker Burcu’na girer ve yıl, yaz ve kış olarak ikiye ayrılır. Bu gece ve sabahında Hızır’ın yeryüzüne uğrayacağı, her yerin canlanıp yeşilleneceği, dokunduğu her şeyin ise bereket bulacağı düşüncesi hâkimdir. Yılın bereketli olabilmesi için hava ve suyun da efsunlanması gerekir. Sıcaklığı Hızır, suyu İlyas temsil eder.

Hıdrellez’in yaklaşmasıyla çeşitli hazırlıklar yapılmaktadır. Evler baştan başa silinmekte, ev eşyaları, mutfak eşyaları, üst-baş baştan başa temizlenmektedir. Bu çabalar Hızır’ın eve uğraması için yapılmaktadır. Hıdrellez’i bazı yerlerde bir gün öncesinden oruç tutarak karşılayanlar da bulunmaktadır. Geleneğe uygun olarak Anadolu’nun bir çok bölgesinde Hıdırlık denilen mesire yerleri bulunmaktadır.

İnanışa göre, Nevruzda da olduğu gibi Hıdırellezde de insanın günahlardan arınması için ateşten atlanır, bununla ilgili dualar okunur.

Hıdırellez adetleri

Hıdırellez törenlerinde ateş üstünden atlama geleneği mutlaka uygulanır. Hıdırellez’de pınar suyunun içilmesi, el yüz yıkanması, temiz de olsa kapların Hıdırellez günü tekrar yıkanması. Hıdırellez günü kırlardan çiçek ya da ot toplayıp kaynatarak suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine inanılır. Vücutlarının sağlıklı, sıhhatli ve dinç olmasını isteyenler 5 Mayıs gecesi gül ağacına eğer kendi eşyalarından birini bağlarsa sıhhatli olacaklarına inanılır. Hıdırellez sabahı, hasta olanlar kaynak suyu içerlerse şifa bulacaklarına inanılır. Hasta olanlar Hıdırellez sabahı çimenlerin üzerinde yuvarlanırlarsa hastalıkları çayırların alacağına inanılır. Hıdırellez günü salıncakta sallanılırsa hastalık ve günahlardan arınılacağına inanılır. Hıdırellez sabahı ağaçların üzerindeki çiğ taneleri ile yüz yıkanırsa şifa bulunacağına inanılır.

Evlenmek isteyen kız, 5 Mayıs günü çok tuzlu yemek yapıp hiç su içmeden yatarsa, gece rüyasında gördüğü ve hatta kendisine su verdiğini gördüğü delikanlının kısmeti olacağına inanılır. Genç kızlar Hıdırellez gecesi bir araya gelip her biri dilek dileyerek yüzük, küpe, toka gibi bir eşyasını tomurcuk çiçeğe bağlar, çiçekler su dolu bir kaba konur, ağzı kapatılarak Hıdırellez günü açılır. Mâniler söyleyerek bir bir çekilir. Kimin çiçeği açmışsa onun dileğinin yerine geleceğine inanılır.

5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece Hızır uğrar da bereket artar inancıyla yağ kaplarının kapağı, tahılların üzeri açık bırakılır. Kilitli yerler açık tutulur.

5 Mayıs gecesi bir parça toprak pencere önüne bırakılır, 6 Mayıs sabahı pencere önünden alınarak daha değiştirilmemek üzere evin bir başka yerine bırakılırsa o evde bolluk ve bereketin hiç eksilmeyeceğine inanılır. Hıdırellez sabahı yayık yayılırsa o yıl süt ve yoğurdun bol olacağına inanılır.

İnsanlar Hıdırellez günü bir birini ıslatırsa o yıl yağmurun bol yağacağı ve bolluğun olacağına inanılır.

5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece ev, araba vb. şeyler isteyen kişiler sahip olmak istediği eşyanın resmini bir gül fidanının dibine çizerler. Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar aynı gece gül fidanının dibine beşik resmi yaparlar. Hıdırellez günü evler kapıya doğru değil de kapıdan içeri doğru süpürülürse bolluk ve bereketin eve dolacağına inanılır. Bereketin gideceği düşüncesiyle dışarı doğru süpürge yapılmaz.”

Ekmeğinize Hızır eli değsin; ambarınıza Hızır uğrasın. Hıdırelleziniz kutlu olsun.

Sinan ATEŞ

1984 yılında Bursa’da dünyaya gelen Sinan ATEŞ, ilk orta ve lise öğrenimini Bursa’da tamamladı. Bursa Anadolu Öğretmen Lisesi’nin ardından Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümünden 2006 yılında mezun olan ATEŞ, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde başladığı yüksek lisans eğitimini Prof. Dr. Bahri ATA danışmanlığında yapmış olduğu “Sosyal Bilgilerde Tarih Diyagramlarının Kullanım Türlerinin Öğrenci Başarısına Etkisi” adlı çalışmayı 2009 yılında başarıyla savunarak tamamladı. Ardından 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü’nde Doktora öğrenimine başlayan Sinan ATEŞ, Doç. Dr. Seyfi YILDIRIM danışmanlığında “Cumhuriyet Dönemi Din Politikası ve Din-Siyaset İlişkisi (1946-1960)” başlıklı tezini 2018 yılında tamamladı. Ulusal, uluslararası sempozyumlarda bildirileri olan ATEŞ’in Uluslararası hakemli ve indexli dergilerde yayınlanmış makaleleri, uluslararası yayınevleri tarafından yayımlanmış kitapları bulunmaktadır. Halen Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve inkılap Tarihi Enstitüsünde öğretim görevlisi olarak görev yapmaktadır. Pek çok sivil toplum kuruluşunda faaliyet gösteren Sinan ATEŞ evli ve iki çocuk babasıdır.

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın