Ben bir yoldayım. Kendimle tanıştığım. Tanışmaya çalıştığım. Haydi sende başla kendi yoluna. Bu yolda bana yalnızca kendim eşlik edecek. Sana da.
Ben diyorum ya. Aslında o ben tek değil bir bilsek.
Kendine bakabilmek ah ne zor iş. Tek bir ben var. Ancak daha birçok şeyden etkilenen. Ah o ben. Yazık. İyi baksak ya ona; sevsek, değer versek, şefkat göstersek. Kabullensek o beni. Doğduğu gibi, olduğu gibi ve olacağı gibi. Sonra alsak karşımıza şu anki beni. Öfkelerimizle tanıştırsa bizi. Bizi en çok ağırlaştıranla yani. Onların kaynaklarıyla yüzleştirse sonra. Öfke bir duygu mu? Bilmemki. Biraz zaman kazanmak için sordum işte. Haydi sende sor kendine ?
Sonra biraz geçiverse ve affetsek. Çok zor ama affedebilsek. Zamanla.. ah o zaman..
Bize eşlik edenin en çokta öfkelerimiz olduğunu anladığımızda ne kadar da şaşıracağız. Onlarla beraber yürüdüğümüzü görebildiğimizde biraz yol gitmiş olacağız elbette. Affettiğin öfke kaynaklarını tek tek usulca yere bırak..! Orada olduğun yere.
Sonra devam et yoluna. Öfkelerimizi, öfkelendiklerimizi affedip onlardan usulca ayrıldıktan sonra ne kadar hafif hissedeceğimize bir daha baksak. Meğer ne kadar ağırmış bedenimiz, zihnimiz, kendimiz. Boşuna taşıyormuşuz o ağırlıkları yıllardır. Öyle değil mi ?
Yenileri eklenecek unutma. Ve sen artık onları temiz bir kucaklamayla karşılayıp usulca yere bırakacaksın.
Şimdi biraz daha rahatladın. Adımların daha emin basıyor zemine. Yolculuğunun devamında daha birçok şeyle karşılaşacaksın. Hazırlıklı olmalısın.