29 Nisan 2023 tarihinde Ankara’da ünlü Tatar şairi Gabdulla Tukay’ı anma etkinliği gerçekleştirildi.
Ankara’da yaşayan Kazan Tatarlarından Roza Kurban ve Liliye Sabir’in düzenlediği etkinliğe çeşitli sivil toplum kuruluşu yöneticileri, akademisyenler, üniversite öğrencileri iştirak etti.
Ankara Emek Mahallesi 8. Cadde’de şairin büstü yanında geçekleşen etkinlikte, Kazan Tatarlarının millî şairi Gabdulla Tukay’ın hayatı ve eserlerinin öneminin sadece milletini değil tüm Türk Dünyasını kapsadığından bahsedildi.
Araştırmacı yazar Roza Kurban konuşmasında, geçen yıl kırık dökük olan Tukay büstünün Kayserili işadamı Yaşar Duran tarafından onarıldığından bahsetti. Kurban, Tatar dilini yaşatmak, Tukay’ı yaşatmak demek, bunu da önce kendimizden başlamalıyız, dedi.
Etkinliğe, Konya merkezli Turan Elçileri Teşkilatı Derneği Başkanı Celal Öztemiz, Epilepsi ve Yaşam Derneği Başkanı Ebru Öztürk iştirak ederek şaire olan saygılarını dile getirerek fikirlerini beyan ettiler. Kazan Tatar aktivisti Liliye Sabir Kürüm “Tukay ve Türkiye” başlıklı sunumunda, daha öğrencilik yıllarından itibaren şairin adını ebedileştirmek adına çeşitli girişimlerde bulunduklarını, bu bağlamda Kazan Tatar Kültür ve Yardımlaşma Derneğinin bulunduğu sokağa Gabdulla Tukay adının verilmesini sağladıklarını iletti. İnönü Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ramile Yarullina Tukay ve dönemi ile ilgili bilgi verdi.
Çeşitli sebeplerden dolayı Gabdulla Tukay’ı anma etkinliğine katılamayanların gönderdikleri mesajlar okundu. Sokağa Tukay’ın adı verilmesi konusunda desteğini esirgemeyen Mehmet Akif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı Fahri Başkanı Mehmet Cemal Çiftçigüzeli mesajı ile bir kez daha yanımızda olduğunu hissettirdi. Çiftçigüzeli göndermiş olduğu iletide şunları kaydetmiştir: “Milli şair, sanatçı, müellif, gazeteci, araştırmacı, halk bilimci, eleştirmen ve eğitimci Gabdulla Tukay gerçekten Mehmet Akif Ersoy gibi Türk Dünyamızın, coğrafyamızın büyük ve önemli şairlerinden birisidir. Tukay ve Akif’in yetişmesinde hocaları kadar, ailelerinin ve çektiği acıların da katkısı büyüktür. Çünkü her ikisi de sorunlar karşısında toplum için Türkçe yazıyor ve “şairleri haykıran bir millet”in temsilcileridir. Her iki milli şairimiz de hayatları boyunca işsiz, borç içinde ve parasız kalmışlardır ama Türk milletinin ıstırabını görmüş, meselelerinin çözümü için çalışmış ve bağımsızlığını, özgürlüğünü ne pahasına olursa olsun, hayatları boyunca savuna gelmişlerdir. Her ikisi de memleketseler birer aydın olarak yaşadıkları toplumda; taassubu, geri kalmışlığı, eğitimsizliği, tutuculuğu, kolaycılığı, nemelazımcılığı, bağnazlığı yaşadıkları için, ıslahatçı görüşlere sahip idiler. Taşıdıkları sorumlulukları, sanatlarıyla örtüşmüştür. Sanatı toplumları yani milleti için yapmışlardır.” Dünya Tatar Ligası Başkanı Gönül Pultar gönderdiği iletide şöyle demiştir: “Şair Gabdulla Tukay 110 yıl önce 15 Nisan’da, çok genç yaşta hayata gözlerini yumdu. Dramatik bir ömrü oldu. Geride bıraktığı şiirler ise, o gün bugün Tatar kültür mirasının en değerli eserlerinden birini oluşturuyor. Tukay’ın mısralarının çoğu, hemen her Tatarın ezberindedir… Şairin kendisi de zaman içinde bir sembol haline geldi. Her tür ideolojiyi aşan, milli bir sembol. Hakkettiği halde bağımsız olmayan, 1992 baharında yapılan referandumun sonucunun uygulanmasını hâlâ bekleyen, yenilenmeyen antlaşmalar yüzünden Rus Federasyonu içinde bir coğrafi bölge halkına indirgenen bir milletin, eğitim sisteminde yapılan her türlü kısıtlamaya rağmen gür ve zengin bir dile sahip olduğunu hatırlatan bir sembol. Bugün işte Tukay’ı özellikle bu yanıyla anıyoruz. Mekânı cennet olsun.”
Yaptığı çalışmalarla Gabdulla Tukay’ı akademik çevreye tanıtan Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretim üyesi Prof. Dr. Fatma Özkan’ın mesajında şu satırlar bulunmaktadır: “Kazan Tatarlarının yetiştirdiği kıymetli şahsiyetlerden biri olan Abdullah Tukay, eserleriyle, çocukluk çağından itibaren yaşadığı sıkıntılar içindeki hayatıyla, çok genç yaştaki ölümüyle herkesin ilgisini çekmiş, daima sevgiyle, hayranlıkla ve hüzünle anılan seçkin bir şairdir. Yirmi yedi yıllık hayatına iki ciltlik şiir ve yine iki cilt tutarında nesri sığdıran Abdullah Tukay, Modern Tatar Şiirinin kurucusu ve ilk önemli temsilcisidir. Millî hisleri terennüm ettiği şiirleri, Tatar Türklerinin ilelebet var olacağının ispatı ve şahadetnameleridir. O, tarihte büyük medeniyetler kurmuş, Hazar, Bulgar, Altıorda ve Kazan Hanlığı gibi devletlerin varisi ve torunu olduğunun bilincindedir. Onun kaleme aldığı “Tugan Til /Ana Dili” şiirini huşu içinde, gönül telleri titremeden dinleyen tek bir Tatar’a, tek bir Türk’e rastlayamazsınız. Değişik konularda pek çok şiirler yazan Tukay’ın eserlerinin önemli bir bölümü, millî duyguların ifadesine, vatan coğrafyasının tasvirine, bayramlara, çocukluk günlerinin acı-tatlı hatıralarının terennümüne hasredilmiştir.” KIBATEK (Kıbrıs, Balkanlar ve Avrasya Türk Edebiyatları Kurumu) onursal başkanı Feyyaz Sağlam gönderdiği iletide ortak etkinlik yapma konusunda öneride bulunarak şöyle demiştir: “Türkçemizin uluslararası dil-edebiyat-çeviri kurumu KİBATEK ( Kıbrıs, Balkanlar, Avrasya Türk edebiyatları kurumu) olarak düzenlemiş olduğunuz, Türk dünyasının abide şahsiyetlerinden, Kazan Tatar Türklerinin görkemli evladı şair yazar Abdullah Tukay’i anma etkinliğini saygıyla selamlıyoruz. Bugün bu anma toplantısında aranızda olmayı arzu ederdik. Kısa ömrüne rağmen Abdullah Tukay şiirleri – yazıları ve kitapları ile sadece Kazan Tatar Türklerinin değil bütün Türk dünyasının ortak değeri olmayı başarmıştır. Onun Türk dünyası edebiyatındaki yeri Cengiz Dağcı, Şehriyar, Bahtiyar Vahapzade, Abay Kunanbay, Yahya Kemal gibi ölümsüz edebiyatçılarla aynı çizgidedir. Abdullah Tukay hem tarihte hem de günümüzde sadece Tatar Türklerini değil, bütün Türk dünyası şair ve yazarlarını derinden etkilemeye devam etmektedir. Çünkü onun eserlerinde Altınorda İmparatorluğu, Kazan Hanlığı, İdil Ural, Tatar dili, İslamiyet, doğa, insan ruhunun incelikleri vb. temalar başarılı bir şekilde terennüm edilmiştir… O nedenle Abdullah Tukay’in edebi tesirlerini bugün Türkistan’dan Türkiye’ye; Japonya’dan Finlandiya’ya görmek mümkündür. Türkçemizin uluslararası dil-edebiyat-çeviri kurumu KİBATEK olarak halen 47 ülkeyle iletişim ve işbirliği ile 25 yıldır ortak projeler sürdürmekteyiz. Bu çerçevede önümüzdeki 2024 yılında sizlerle birlikte Abdullah Tukay anısına “Kazan Tatar/Tataristan Edebiyatı” temalı etkinlikler yapmayı teklif ediyoruz. Sovyetler Birliği döneminde, olağanüstü zor şartlarda Abdullah Tukay’ın vatanı Tataristan’ı, Kazan’ı ziyaret etme şansı bulabilmiş; şairin heykeli önünde saygı duruşunda bulunmuş, onun gezdiği sokaklarda dolaşmış, anısına şiirler yazmış, bir akademisyen olarak Abdullah Tukay’ı saygı ve rahmetle anıyor, hepinizi selamlıyorum.”
www.aydolunaydergi.com Genel Yayın Yönetmeni Ufuk BAYKAL ÜLGER de ilettiği mesajda, 1994 yılında TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda yaptığı “Kardeş Türk Edebiyatlarından” adlı program dolayısıyla araştırmaya başladığı şairimiz için; “ Abdullah Tukay, her şeyden evvel, kısacık ömrüne büyük Tatar mili davasını sığdırabilmiş önemli dava insanıdır ki Tatar kimliği ile Türklüğü, Türk milliyetçiliğini özdeşleştirmiştir. Bu nedenle “milli şair” unvanı ona doğaçlama verilmiş bir halk yakıştırması gibidir. Bu nedenle şiirleri, düz yazıları da sadece Kazan Tatar Türklerinin değil bütünüyle Türk dünyasının ortak değeri olmuş, hem çağdaşı hem de günümüz şair ve ediplerini etkileyebilmiştir. Yetim ve öksüz olarak güçlükler içinde yaşadığı halde aldığı eğitimler, ilgilendiği konular düşünülünce, geceleri de uykusunda yaşamış dedirtiyor adeta. O, tarihten, halk kültürü ve ana dil çalışmasına; İslamiyet araştırmalarından tabiat- insan ilişkilerine kadar geniş bir yelpazede görüş beyan edecek kadar yetiştirmiştir kendisini.
Iy tugan til, iy matur til / Etken, enkemniñ tili /
Dönyada küp nerse bildim //Sin tugan til arkılı /
İy tugan til her vakıtta /Yardemiñ birlen siniñ /
Kiçkineden añlaşılgan /Şatlıgım, kaygım minim /
İy tugan til sinde bulgan İñ ilik kılgan duğam /
Yarkıkagıl dip üzimni /Etkem, etkemni Hodam..
[TÜRKİYE TÜRKÇESİYLE] Ana Dili Ey ana dili, ey güzel dil /Atam, anamın dili /Dünyada çok şey öğrendim/ Sen ana dil vasıtasıyla /Ey ana dil her zaman /Yardımın ile senin /Küçüklükten anlaşılmış /Sevincim, üzüntüm benim /Ey ana dil sende olmuş /En ilk okuduğum duam/ Koru diyerek kendimi /Atam, anamı Hüdam.”
Programın ikinci bölümü, Tukay şiirlerini okumakla devam etti. Ankara Üniversitesi DTCF öğrencisi Gölnaz Safina şairin “Tugan Cireme” (Doğduğum Yere), AHBVÜ Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü öğrencisi Levent Bulut “Tugan Awıl” (Doğduğum Köy), İnönü Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü öğrencisi Neslihan Yaşar “Şürele” şiirini okudu, Kazan Tatarlarından Kadriye Meyvacı şairin şiirine bestelenen bir şarkıyı seslendirdi.
Roza Kurban, şaire atfen Prof. Dr. Gomer Sattarov’un “Tukay” şiirini, Liliye Sabir Kırım Tatar şairi Emdi Gereybey’in “Tukay’a” şiirini okudu. Etkinlik, yurt dışında yaşayan Kazan Tatarları arasında resmi olmayan millî marş olarak kabul edilen “Tugan Tel” (Ana Dili) şarkısını okumakla son buldu.
Öte yandan; Gazeteci Lilya KÜRÜM de TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu Tatarca Yayını için Abdulla TUKAY’ı Anma haberini Kril Alfabesiyle şöyle aktardı:
“Төр киядә Тукайны искә алдылар
29 апрель көнне Төркиянең башкаласы Анкарада бөек шагыйребез Габдулла Тукайны искә алу чарасы һәм шигырь бәйрәме уздырылды.
Габдулла Тукай урамында урнашкан шагыйрьнең бюсты янында уздырылган чараны Анкарада яшәүче татарлар Роза Корбан һәм Лилия Сабир оештырды. Анда Төркиянең төрле төбәкләрендә яшәүче, эшләүче һәм укучы милләттәшләребез, төрле оешма һәм төрле милләт вәкилләре, студентлар катнашты.
Чараны тикшеренүче, язучы һәм тәрҗемәче, филолог Роза Корбан: “Тукай язмышы – татар халкының язмышы ул. “Җырлап торам, торган җирем тар булса да, курыкмыйм, сөйгән халкым татар булса да”, – дигән Тукай татар булганлыгы белән горурланган”, – сүзләре белән ачып җибәрде. Ул чыгышында бу көннең әһәмиятен һәм мәгънәсен аңлатты, Габдулла Тукайның тормышы һәм әсәрләре, татарларга тәэсире турында сөйләде. Шулай ук Тукай бюстын төзек һәм чиста тоту белән бәйле мәсәләләргә дә кагылып үткән Роза Корбан, бик күп нәрсәнең татарларның үзләреннән торганын әйтте. Ул Татарстанда 1958 елдан бирле Тукай премиясенең бирелеп килүен, ләкин соңгы елларда бу премиянең татарлык белән бәйләнешле булмаган кешеләргә бирелгәнен кайгырып әйтте һәм “Тукай үзе яшәсә иде, моңа риза булмас иде”, – диде. Роза Корбан сүзләрен: “Татар теле, Конституциябездә булса да, инде рәсми тел булудан чыкты. Атнага нибары ике сәгать татар дәресе керә, ул да ата-аналарның рөхсәте белән генә… Тукайның телен яшәтү өчен, иң беренче чиратта, без татарча сөйләшергә тиешбез”, – дип төгәлләде.
Конья шәһәреннән зур төркем белән килгән “Туран илчеләре” оешмасының башлыгы Җелал Өзтәмиз чарага катнашучыларны котлады, оештыручыларга рәхмәтләрен белдерде һәм алдагы эшләрендә дә уңышлар теләде.
Тикшеренүче, тәрҗемәче Лилия Сабир чыгышында Төркиядә һәм шул исәптән Анкарада Тукайга багышлап уздырылган чаралар турында кыска мәгълүмат бирде. 2001 елда Әмәк мәхәлләсендә урнашкан урамга Тукай исемен бирүгә һәм Төркиядә Тукайны танытуга зур өлеш керткән, 2014 елда Казанда Казан университеты белән бергә “Төрек дөньясын яктырткан шәхесләр: Мәхмәт Акиф Әрсой һәм Габдулла Тукай” исемле халыкара симпозиумны оештырган һәм аларга багышланган китаплар бастырган Мәхмәт Акиф Әрсой исемендәге фикер һәм сәнгать вакыфының мактаулы рәисе Мәхмәт Җәмал Чифтчигүзәленең хатын укыды. Чифтчигүзәле хатында Төркиянең милли “Бәйсезлек” гимнын язган шагыйрь Мәхмәт Акиф Әрсой белән Габдулла Тукайның Төрек дөньясы өчен бик зур әһәмияткә ия булуларына басым ясаган һәм “Минем теләгем: Тукай һәм Акиф әсәрләре дөньяның барлык телләренә тәрҗемә ителсен, күп кенә илләрдә аларның исемнәрендә фәнни-тикшеренү институтлары булдырылсын, халыкара программалар оештырылсын, башкалаларда мөһим бульварларга исемнәре бирелсен. Чөнки Акиф белән Тукайның аеруча Төрек дөньясына әйтәсе бик күп сүзләре бар”, – дигән.
Малатья Инөнү университетының фән-әдәбият факультеты төрек теле һәм әдәбияты бүлегендә белем бирүче якташыбыз фәннәр докторы, профессор Рамилә Яруллина чыгышында: “Белүегезчә, Габдулла Тукай – “Алтын чор” дип аталган ХХ гасыр башында татар әдәбиятының иң мөһим шәхесләреннән берсе. Бу чорда кулына каләм алган бик күп татар язучысы һәм сәнгатьчесе башкорт, казак, ногай, кыргыз һәм гомумән Төрек дөньясының уртак язучылары санала”, – дип, Тукайның бигрәк тә Төрек дөньясына йогынтысын ассызыклады.
Төрек дөньясы активисты, “Эпилепсия белән яшәү” оешмасы рәисе Әбру Өзтүрк тә чыгышында Тукайга багышланган чарага катнашучыларны сәләмләде һәм зур уңышлар теләде.
Чыгышлардан соң чарага килә алмаганнарның хатлары укылды.
Дөнья татар лигасы башлыгы Гөнүл Пултар җибәргән хатында: “Тукай – ул һәр төрле идеологиядән өстен милли символ. Лаек булуга карамастан, бәйсез булмаган, 1992 елның язында үздырылган референдум нәтиҗәләренең тормышка ашырылуын көтүче, килешүләрнең яңартылмаганлыгыннан, Рәсәй Федерациясе кысаларындагы бер төбәк халкына әверелдерелгән милләтнең, мәгариф системасындагы барлык чикләүләргә карамастан, матур һәм бай теленең булуын хәтерләтә торган символ”, – дигән сүзләре бар.
Төркиядә Габдулла Тукай турында фәнни тикшеренуләр алып баручы, Тукайның шигырьләрен тәрҗемә итеп, китап буларак бастырган фәннәр докторы, профессор Фатма Өзкан исә хатында Тукайның ачы язмышын тәсвирлаган, аның иҗатын тәфсилләп телгә алган. Фатма Өзкан Тукай турында: “Ул тарихта бөек мәдәниятләр төзегән Хазар, Болгар, Алтын Урда һәм Казан Ханлыгы кебек дәүләтләрнең варисы һәм оныгы булганын бик яхшы аңлаган”, – дигән, наданлыкны, артта калуны тәнкыйть итүче, шулай ук хатын-кыз хаклары белән бәйле шигырьләренә дә игътибарны җәлеп иткән.
Измир шәһәрендә эшчәнлек күрсәтүче Кипр, Балканнар, Авразия төрек әдәбияты оешмасы “KİBATEK”ның мактаулы рәисе Фәййаз Саглам язуында: “Тукайның Төрек дөньясы әдәбиятындагы урыны Җенгиз Дагҗы, Шәхрияр, Бахтияр Вахапзаде, Абай Кунанбай һәм Яхья Кемал кебек үлемсез язучылар белән беррәттә. Габдулла Тукай татар төрекләренә генә түгел, тарихта да, бүгенге көндә дә бөтен Төрек дөньясы шагыйрьләренә һәм язучыларына тирән йогынты ясавын дәвам итә”, – дигән һәм 25 ел дәвамында 47 ил белән элемтә һәм хезмәттәшлек эчендә уртак проектлар алып бара торган халыкара тел-әдәбият-тәрҗемә оешмасы буларак, “KİBATEK” исеменнән киләсе 2024 елда Габдулла Тукай истәлегенә “Казан татар / Татарстан әдәбияты” темасына чаралар оештырырга тәкъдим иткән.
Чыгышлардан соң шигырьләр укылды. Роза Корбан Гомәр Саттаровның “Тукай” шигырен, Анкарада укучы татар студенты Гөлназ Сафина Тукайның “Туган җиремә” шигырен, Малатья Инөнү университеты укучысы Нәслихан Яшар “Шүрәле” шигыреннән өзек укыдылар. Анкара Хаҗи Бәйрәм Вәли университетының әдәбият факультетында укучы Ләвәнт Булут Габдулла Тукайның “Туган авыл” шигырен сөйләде, Анкарада яшәүче милләтәшебез Кәдрия Мәйваҗы исә җырын җырлады. Лилия Сабир Кырым татар шагыйре Әмди Гәрәйбәйнең “Тукайга” исемле шигырен укыды.
Габдулла Тукайга багышланган чара бөтен дөньядагы татарларның милли гимны булып саналган “Туган тел” җырын җырлап, Тукай бюстына чәчәкләр салу белән тәмамланды.
Чарага катнашучылар соңыннан якындагы бер кафеда чәй эчеп, үзара аралаштылар.”
Doğumunun 137. vefatının 110. yılında ünlü Tatar şairi adının verildiği sokağın başında bulunan büstünün yanında anılarak Türk Dünyasını tekrardan bir araya getirmiş oldu. Ruhu şad olsun!