Madde Bağımlılığıyla Mücadelede Medyanın Rolü

desperate-plea-from-the-people-of-pakistan

Uzun yıllar TRT’de yapımcı, yönetici ve denetçi olarak gördüm ki; doğru anlatımlarla, doğru görüntülerle yapılan yayınların amacına ulaşmaması mümkün değildir.  Dinleyici/seyirci böyle yayınların içine hemen giriyor.. Hele de konular gerçek kişilerle ilgili ve desteğe ihtiyaç gösterdiğinde ise; hemen telefonlara sarılıp “ne yapabiliriz” diye, olaya dâhil olmak istiyorlar.

Buradan hareketle; madde bağımlılığıyla mücadele konusuna yönelik olarak toplumsal duyarlılığımızı artırmak için, hedef kitleye uygun olan doğru zamanlama ve doğru kurgulama ile görüntülü, sesli ve yazılı bütün kitle iletişim araçlarında eş zamanlı kampanya etkili yayınlar yapılmalıdır. Bu yayınlar;

  1. Genel izleyici/dinleyici ve okuyucuya yönelik olarak;
  • Haber ve haber programları yapılmalı;  gerçek olaylarla bağlantılı geliştirilen uzman yorumları, konuya ilişkin çalışmalar, etkinliklerle

Konunun farklı boyutlarını bilen uzmanların işbirliğiyle hazırlanan senaryolarla Dram ve trajediler, polisiye filmler ve diziler yapılmalı; bireye, ailesine, arkadaş çevresine zararları, toplumsal yapımıza farklı yansımaları doğru kanal ve doğru yayın dilimlerinde yayınlanmalı(halihazırda az sayıda ve çok derinliği olmayan ama yine de güzel etkileri olanlar var);

  • Madde kullanmayan sağlıklı veya fiziksel engelli sporcu, sanatçı, büyük iş adamlarının, genç iş ve bilim insanlarının söyleşileri, halk aşıklarının atışmaları, gezgin tiyatrolar, kitap okumaları, sokak konserleri gibi halkla buluşturan programlar yapılmalı. Bütün bunlar; duyuruları önceden yapılarak; televizyon, radyo ve İnternet üzerinden canlı/bant şeklinde yayınlanmalı
  • hem erişkinler, hem gençler içinkamu spotları artırılmalı, çarpıcı spotlar hazırlanmalı.

2)  Çocuklar için;

  • Çizgi filmler, animasyonlar yapılmalı,
  • İnandırıcı/sürükleyici ve sıcak anlatıcı karakterler üzerinden yaşanmış öyküler anlatılmalıdır.

3)  Program içerikleri; olumluluklardan hareketle oluşmalı ve baskıya maruz kalan çocuk ve gençleri motive edecek güzel ilgi alanlarını; koleksiyonerlik, resim-müzik gibi sosyal etkinlikleri nasıl keşfedebilecekleri işlenmeli,

  • Bağımlılıkla ilgili(yalnızlaşmaktır, birçok psikolojik ve fizyolojik sorun yaşanmasıdır, bağımlı kişi, toplumsal tepkiyi bilir ve derdini kolay kolay anlatamaz, kolay kolay anlaşılamaz ve dışlanabilir, güvensizlik olgusu gelişir, gibi işlenegelen) olgular tersten ve/veya karşıt durumlarıyla anlatılmalıdır.
  • Sentetik maddelerin öldürücülüğü, uzman danışmanlar kontrolünde absürt hikayelerle işlenebilir (şans tavşanına çektirilen haplardan çıkan çocuk cesedi, çocuklar ellerine madde aldığında kırmızı alarm çalan saat ya da acı siren sesleri, kokusunu alan kedi, köpek ve diğer hayvanların çılgınca tepinmesi, dile gelip konuşması vb)şaşırtıcı sesli ve görüntülü efektler kullanılabilir
  • Kullanıcı/bağımlının hem aile içinde hem dışarıdaki çevresiyle ilişkilerinin zedelenmesi ve kullanıcı/bağımlı profilinin ve maddelerin çeşitlenerek artmasına karşın, çözüm/kurtulma yollarının ve yöntemlerinin arttığı da işlenmeli. Özellikle kendi istek ve iradeleri dışında, tuzaklarla kullanıcı olanların hızlıca kurtulabileceği yönündeki anlatımlar artırılabilir
  • Sigarasız ve alkolsüz hayat ve sağlıklı yakın çevrenin, aile içi iyi ilişkilerin bütün sorunların çözümüne yardımcı olacağı, bunun kişilik gelişimine, başarılara katkısı hikaye edilebilir,
  • Üstün DÖKMEN, Ahmet Şerif İZGÖREN gibi medyatik olan veya olabilecek psikiyatrist/psikolog/sosyolog/sosyal psikologlar, ilahiyatçı eğitimci/ sosyolog veya psikologlarla, seyircili gençlik ve çocuk programları TRT ve özel kanallarda çeşitlendirilerek ve hedef kitleye uygun saatlerde yayınlanabilir,
  • Bireysel ve/veya grup terapilerinin televizyon versiyonları hazırlanabilir; terapinin yararları anlatılabilir.
  • Konuyu doğru anlatan yazılı ve görsel ürünlerin tanıtımları yapılabilir
  • İzleyicilerle önceden kontaklar kurularak, yayına yönlendirilip, NLP ve benzeri kişisel gelişim teknikleriyle mesela; izleyicinin seyrettiği başarılı karakterlerle kendisi arasında benzerlik kurması istenebilir, duygu durumu anlatılabilir. Kullanıcıların davranış ve duyguları;  karşılaştığı sorunları algılayışına, sorun çözüş şekline dışarıdan bir gözle bakarak,  farkındalık kazandırılabilir
  • Yaratıcı ve başarılı bir şekilde sorun çözebilen güçlü ve çok sıra dışı televizyon/radyo karakterleri yaratılıp, rol model olmaları sağlanabilir,

Bu noktada paylaşılmasında yarar olan çok önemli bir projeyi de söyleyelim:

           “ALO HAYAT AĞACI  HATTI”

Kitle iletişim araçlarımızda; gazete, radyo, televizyon ve e-yayınlarda yeterince yer bulamadığı için toplumumuzda karşılığını tam olarak bulamayan, ama buna rağmen oldukça önemli bir seviyeye gelen bir projedir

Proje, Türkiye Barolar Birliği Başkanı sayın Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU’nun himayesinde ve Ankara Barosu’nun koordinasyonunda, pek çok kurum ve kuruluşun katılımı ve birçok bilim dalının (multi disipliner)eğitimleriyle donatılan gönüllü avukatlarla yürütülmektedir.  4448498 numaralı telefonla  24 saat kesintisiz Ücretsiz Avukatlık hizmeti şeklinde sürdürülmekte olan bu proje ile bu güne kadar 9 binin üzerinde kişiye önemli destekler verilmiştir.

Ülkemizin pazar olarak seçildiği ve kullanma yaşının tek haneye düşürülmesinin hedeflendiği düşünülürse işin vahameti daha iyi algılanacaktır. Bu nedenle böyle bir proje bütün yayın kuruluşlarınca desteklenmelidir.

Bütün bunlar zaten kamu ve özel radyo ve televizyon kanalları başta olmak üzere bütün kitle iletişim kurumlarının yasalarla belirlenmiş görev ve sorumluluklarıdır. Yapılmadığında ise; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu RTÜK’ün denetim görevini layıkıyla yapması, yapmadığı takdirde ise, izleğe(prosedürüne) uygun olarak yasal hakların mutlaka kullanılması gerekir. Aynı zamanda TBMM’ndeki ilgili komisyonların konuyu hassasiyetle takip ve talep etmesi de önemlidir ki; bireysel ve tüzel kişiler adına, bu komisyonlara şikayet dilekçeleri verilerek, yasal geri bildirimleri istenebilir.

Bununla birlikte, yasal hakkımız olarak, ileri Batı ülkelerindeki gibi, kişilerin bireysel olarak ve/veya izleyici, dinleyici, okuyucu kulüpleri vb. oluşumlarla sivil inisiyatif grupları kurarak, yayın kuruluşlarına, RTÜK’e, ilgili Bakanlığa, Başbakanlığa kadar yönetim kademelerine görüş önerilmesi, sorgulanma ve şikayetlerde bulunulması ve sonuçlarını takip hakkının kullanması  hem vatandaşlık görevi hem demokrasinin gereğidir hem de yayın kuruluşları için caydırıcı işlev görecektir.

Bilinçli toplum böyle yaratılır…

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın