Köy o yıl okula kavuşmuştu(1963). 7-14 yaş arası kim varsa birinci sınıfa yazılmıştık. İlk öğretmenimiz Erganili Mustafa ERGİN olmuştu. İlk kez “23 Nisan” kutlayacaktık. Çüngüş’e götürmüştü öğretmenimiz bizi. Toplanmıştık köprü başındaki okulun bahçesine. İlçe ileri gelenleri halk hep oradaydı. Etraf balonlarla, renkli kağıtlarla süslenmişti. Beklemiştik güneşin altında bir müddet. Kim ne konuştu onu hatırlamıyorum ama “Makaryos” şiirini okumuştu siyah önlüğünün kuşağı çözülmüş vaziyette kürsüye gelen birisi. Şeker çikolata dağıtmışlardı o arada. Tören sonrası yaya dönmüştük tekrardan köye. Daha yorucu olmuştu gelişimizden. Sonrakileri kendi köyümüzde köylümüzle kutlamıştık.
Düşünemezdik o gün için günün birinde bu törenleri bizlerin yapacağını.
Adıyaman merkeze bağlı Büklüm Köyü, Kırıkkale Keskin ilçesi Kayalak Solaklısı Köyü ve Ankara ili Keçiören Ovacık Köyü ilkokulları olmuştur görev yerim. On yılım geçmiştir sınıf öğretmenliğinde.
Keskin’de “23 Nisan” günü okunacak şiirleri el yazılarıyla yazdırmıştım öğrencilerime. Tek ortalı o defteri saklarım durur halen. Köylü çocuğunu, torununu izlemek için gelmişlerdi. Kimin hangi şiiri okuduğu defterde kayıtlı. . Birisi çıkmamıştır aklımdan ama. Başlığı “23 Nisan” olan kısa bir şiir. Burhanettin isimli öğrencim çıkmıştı kürsüye. Üç kez tekrarlamıştı başlığını devamını getirememişti. Alkışlamış, yerine almıştık yerine Burhanettin’i.
“Kıbrıs Barış Harekâtı” sıcak gündemdi o sıra. Şiirler var ona dair defterde. Kıbrıs halen de sıcak gündem olmaya devam etmekte. Edecek daha da. Bayrak şairimiz (Arif Nihat Asya) öğretmenlik yapmış orada, Lefkoşa Türk Lisesinde. Rubaileri var Kıbrıs üzerine. “Kıbrıs denen udun, mızrabı el elinde” diyor onların birinde. Ut da, mızrap da bize geçerse ancak o zaman biter o mesele. Onu bilir onu söyleriz baştan bu yana. Orası ata dede diyarımız bizim. On uçak gemisinden daha kıymetli ve stratejik önemi var Anavatan için. Unutmayacağız onu. Aklımızda tutacağız hep.
101. yılını karşılıyoruz bu yıl “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının”. Son dönem o eski “23 Nisanları” görkemi yok. Virüs girdi ona da. Öyle anlatılıyor bize. İçimizi ısıtıyorlardı dünyadan ülkemize toplanmış dünyanın neşesi o çocuk görüntüleri. Merak ediyorduk neleri söyleyecekler diye temsili cumhurbaşkanımız bakanımız, mülki amirlerimiz.
Eski tören görüntülerine bakıp avunacağız onda da, eski maçlara baktığımız gibi.
Girmediği alan kalmadı “Covid 19” denen musibetin.
*
• Birinci sınıftan alıp beşinci sınıftan mezun edebilmek.
• Okul uygulama bahçesini ağaçlandırabilmek.
Türk Halk müziği korosu oluşturmak.
• Bir de piyes sahneye koymak.
Bunları gerçekleştirmeyi hayal ederdim sınıf öğretmenliğimde hep.
Keçiören Ovacık ilkokulunda kısmet olmuştu hepsi de. Yeri başkadır o yüzden diğerlerinden.
400 fidan dikmiştik okul bahçemize. Birlikte büyümüştük bir beş yıl hem öğrencilerimiz hem o fidanlarla.
Ahmet Kutsi TECER’in Üç perdelik “Koçyiğit Köroğlu” piyesiyle tamamlamıştık mezuniyet gösterimizi. İlgi görmüştü veliden halktan. Üç kez tekrarlamıştık. Kırk öğrenci rol almıştı.
“Koçyiğit Köroğlu’nun oğlu” rolünü verdiğim birinci sınıf öğrencim Cengiz tiyatro gurubunu kurmuş durumda bugün. Turnelere çıkıyor. O küçük rolden etkilenerek bu yola girdiğini söyledi son karşılaştığımızda. Köyden birinin taziyesinde görüşmüştük. Böylesi büyük etkileri olabiliyor demek ki o gün için küçük gördüklerimizin.
Türk Halk müziği korosunun ses kayıtları durur o yıllardan. 35 sene geçti üzerinden.
“Havada kar sesi var” türküsüyle başlamış “Oy oy Emine’m” türküsüyle bitirmiştik.
Dillerde türküsüydü o günün.
Kişilikler o yaşlarda şekilleniyor. Zayıf güçlü yanlarımızda çocukluğumuzun izleri etkileri vardır hep. 23 Nisanlarda, diğer milli bayramlarda keşfedilmiştir bir çoğumuzun cevheri. O törenler sayesinde… Biz dahi nasiplenmişizdir ondan. İlköğretim çağı o bakımdan çok ama çok önemli. Sınıf öğretmenimizden gördüğümüzü yapmaya çalışmıştık bizler de.
İlkokulu bitirdiğim günü hatırlarım. Başrolü vermişti öğretmenin mezuniyet törenindeki piyeste. Emekli müfettiş şimdi Tekirdağ’da. Selam ederim buradan kendisine. Öperim ellerinden verdiği o rolün yıl dönümünde, üzerinden yarım asır geçtikten sonra bu “ 23 Nisan” gününde.
“23 Nisan” çocuklara armağan edilmiş ilk ve tek bayram. Bu yönüyle dünyada bir benzeri yok “Türk aklı”, “Türk Malı” olduğu için “Dünya Çocuk Günü” olarak kabul görmüyor.
Bunu unutmasın kendilerine bayram hediye edilenler.
“Işığa teşekkür et ama, onu tutan eli de unutma” diyor, ünlü Hintli şair, düşünür Tagor.
Atatürk’ün İmzası, damgası var onda. Saygıyla, rahmetle anıyoruz Cumhuriyete giden yolda o ışığı tutan eli. Gazi Mustafa Kemali.
“Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan” demeye alışıktı dillerimiz.
Neşe ile karışık, hüzün doluyuz bu yıl.
Bu şekilde karşılamak istemezdik tabi ki bu tarihi günün yıl dönümünü.
Sözümüzdür Atatürk’e; “Ne senden geçeriz, ne senin eserinden…”
Kutlu olsun Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 101. yılı.
Kutlu olsun 23 Nisan. Kutlu olsun Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
Kutlu olsun Ramazan, kutlu olsun Cumanız.
Osman ERENALP
Ankara 23 Nisan 2021