Hizmet sektöründe; müşteri memnuniyetini – hizmet kalitesini belirleyen bir öğreti vardır: ‘Müşteri beklentilerini karşılamak hatta beklentinin üzerine çıkmak’. Yeni bir ürün tasarlanırken, piyasaya sunulurken veya hizmet oluşturulurken onlarca tüketici araştırması yapılmaktadır. Üstelik söz konusu araştırmalar her profilden tüketiciyi kapsamakla birlikte özellikle hedef kitleye yönelikte olabilmektedir.
Bu amaçla psikoloğundan istatikçisine, reklamcısından halkla ilişkiler uzmanına kadar geniş bir uzman ekip müşteri beklentilerinin karşılanıp karşılanmadığını ölçmeye çalışmaktadır. En nihayetinde başarı kazanç olarak dönmekte ya da aksi durumda zarar hanesine yazılmaktadır. Kâr getiren hizmeti, ürünü veya yatırımı gerçekleştiren kişi -kurumlar için amiyane ifade ile ‘piyasayı iyi okudu’ denilmektedir.
Piyasayı okumak; hayatın her noktasında böyle değil midir?
Açlık ve ekmek ilişkisi üzerinden gidelim: Kimi fırından ekmek alır, kimi bakkaldan kimi de lüks süper marketten. Bu alış verişi çeşitlendiren ekonomik şartlar, alışkanlıklar, konum(Lokasyon) veya ön yargılar olabilir. Aynı semtte bulunan iki süper market arasında tercihe neden olan olgu nedir? Netice olarak standart ekmek hem her noktada aynı fiyattadır.
Toplumsal beklentileri iyi okuyan siyasi partiler tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de başarılı olmaktadır. Son on üç yıldır ve 3 Kasım 2015 seçimleri de göstermiştir ki AKP başarılıdır. Günün sonunda muhasebe defterine yazılan AKP adına kazançtır. Açlık- ekmek ilişkisinde olduğu gibi milliyetçilik de millet olarak tanımlanan topluluğun var olma ve varlığını sürdüre bilme olgusudur. Amaç ekmeğe sahip olmak ise ekmeğin kimden alındığını biraz da satıcının mahareti ve senin nasıl istediğini analiz etmek ki başarısı belirlemektedir.
Kimi satıcı ekmeği eline tutuşturur, kimi de firma reklamının, ürün içeriğinin yazılı olduğu kâğıt poşetle satışını yapar. Kendini özel hissettirir. Zengin ya da fakir olman, tahsilli olup olmaman, başının açık ya da kapalı olmasının da bir önemi yoktur. Hatta yan kasadaki müşterinin yüzlerce liralık alış veriş yapmasının da. Satıcı sana da aynı şekilde gülümsüyordur, diğerine de. Sonuçta aynı ekmeği evine götürecek değil misinizdir?
AKP, ekmeği poşetli satan güler yüzlü satıcıdır. Reklamı iyi yapmakta toplumsal beklentileri ve zayıflıkları iyi analiz etmektedir. Milletin, var olma ve vatan bütünlüğü konularında ki hassasiyetleri görmüş, doğru reklam ve doğru motto ile sadece yakın tarihimizde değil Osmanlı döneminde bile yeterinde yeterince önemsenmemiş (Bu başka bir yazının konusu) geniş kitleleri anlayarak, onlara dokunmuştur. Bu noktadan hareket ile milliyetçilik olgusu üzerinden hareket eden başta MHP olmak üzere diğer bütün partiler, yazık ki başarısızdır. Basite indirgenmeye çalışmış olsam da, mesele sadece ekmeğin kimden alındığı değildir. Ve gün sonunda basit bir ciro kaybı muhasebesi değil bütün bir milletin geleceği söz konusudur.