23 NİSAN 1920; Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. ATATÜRK; “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir!” diye açıkladı, o gün, “HAKİMİYETİ MİLLİYE BAYRAMI” oldu ve çocuklara armağan edildi. 1923'te “ÇOCUKLARIN ROZET BAYRAMI”, sonrasında “ÇOCUK BAYRAMI” adını aldı, 1929'da iki bayram birleştirilerek “HAKİMİYETİ MİLLİYE VE ÇOCUK BAYRAMI" oldu... "23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI" Kutlu Olsun! Türk çocukları başta olmak üzere bütün çocuklar daima özgür, güvende ve mutlu yaşasın…

PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞÜN AZERBAYCAN EKONOMİSİNE ETKİSİ

fe

Fotoğraf Ramir Memmedli

Azerbaycan’ın bağımsızlık sonrası pazar ekonomisine girişi ile ülke ekonomisinin temel eksenini oluşturan enerji sektörü çok sayıda yabancı yatırımcının dikkatini Azerbaycan’a yöneltmiştir. Azerbaycan’ın sahip olduğu enerji rezervleri ülkenin kalkınmasında temel dinamik olarak görülmüş, GSYİH’nin ve ekonomik göstergelerin şekillenmesinde belirleyici olmuştur. Azerbaycan, sahip olduğu enerji rezervlerini belirlediği yabancı ortaklarla birlikte işletmekte, dünya pazarlarına sunmakta ve bundan elde ettiği geliri ülkenin kalkınması için harcamaktadır.  Azerbaycan yaklaşık 75 petrol üreticisi arasında üretim miktarına göre 25. sırada, doğalgaz üretimine göre ise 35. sırada bulunmakta, dünya petrolünün % 1’inden biraz fazlasını üretmesine rağmen, geliştirdiği enerji politikalarıyla bölgede politik açıdan önemli bir nüfuz elde etmektedir. 2010 yılı verilerine göre Hazar Denizi’nin Azerbaycan’a ait bölgesinde kanıtlanmış 7 milyar varil petrol, 3,45 trilyon metreküp gaz rezervi bulunmaktadır. Azerbaycan, sahip olduğu petrol ve doğalgaz rezervlerini üçü petrol, dördü ise doğal gaz hatları olmakla toplam yedi boru hattıyla dünya pazarlarına ulaştırmaktadır. Azerbaycan’ın dış politikasının en önemli boyutlarından biride sahip olduğu enerji rezervlerini dünya pazarlarına ulaştırması konusunda yabancı ortaklarıyla geliştirdiği ekonomik ilişkilerdir. Azerbaycan dış politikasının oluşumunda önemli bir parametre enerji gelirlerinin artırılması ve çeşitlendirilmesidir. Nitekim Hazar Denizi’ndeki enerji kaynaklarının küresel aktörlerle ortaklaşa çıkarılması, işletilmesi ve pazarlanması Azerbaycan’ın uluslararası politikada elini güçlendirmektedir.

Azerbaycan, hem ekonomik kalkınma hem de teknolojisini geliştirme adına ABD, AB, Japonya, Çin gibi küresel aktörlerle ikili ilişkilere önem vermektedir. Nitekim BTC ve BTE gibi projelerin hayata geçirilmesi Azerbaycan’ın dış ilişkilerinde enerji odaklı ortaklıklar geliştirmesine büyük katkı sağlamıştır. Azerbaycan’ın ABD, AB, Japonya, Çin gibi küresel aktörlerle enerji ilişkilerini geliştirmesi hem enerji ihracatının hem de dış politikadaki ilişkilerinin çeşitlendirilmesi adına önemli bir boyuttur.

Bu doğrultuda Batı’nın Azerbaycan’ı enerji güvenliği konusunda önemli bir ortak olarak görmesi; AB-Azerbaycan ilişkilerinin stratejik düzeye gelmesini sağlamış ve 7 Kasım 2006’da Azerbaycan ile AB arasında Enerji Meselelerinde Stratejik Ortaklık Memorandumu imzalanmıştır. Ayrıca Hazar petrollerinin dünya pazarlarına ulaştırılması ABD ve Batılı ülkelerin jeopolitik çıkarlarıyla örtüşmekte, özellikle Rusya’nın enerji tekelini kırma konusunda alternatif bir rol üstlenmektedir. Özellikle ABD, Azerbaycan’ı Rusya’ya karşı dengeleyici bir güç olarak görmekte ve ABD’li petrol şirketleri bu kapsamda Azerbaycan’da önemli yatırımlar yapmaktadır. Böylece ABD’nin Hazar petrollerinin dünya pazarlarına ulaştırılması konusunda doğu-batı boru hattı güzergahlarını kuzey-güney boru hatlarına tercih etmesi Azerbaycan’ın uluslararası arenadaki siyasal konumunu da güçlendirmektedir.

Azerbaycan’da petrol ve gaz ürünlerinin ihracattaki payı çok yüksekdir. Nitekim 2009 yılında % 91,7,  2010 yılında % 95 olarak gösterilmektedir. Dolayısıyla petrol ve doğal gaz ürünleri Azerbaycan ekonomisi için önemlidir. Çünkü ülke ekonomisi gelirlerinin yarısından fazlası bu ürünlerin ihracatından elde edilmektedir. Bu elde edilen gelirler ile Azerbaycan, ülkenin sosyoekonomik gelişmesine katkı sağlamaktadır. Günümüzde bu ürünlerin fiyatlarının düşmesi Azerbaycan ekonomisini olumsuz etkilemektedir.  Azerbaycan 1991 yılında bağımsızlığını ilan ettikten sonraki petrol ve doğal gaz gelirlerine dayalı ekonomik ve finansal gelişme sürecinden farklı sektörlerde de gelişme sürecine girmiştir.

az.petrol3

Azerbaycan ekonomisinin 1995-2013 yılları arasında altın çağını yaşadığını söyleyebiliriz. Ülkemizin sergilediği güçlü ekonomik performans refah ortamını, orta sınıfın büyümesini ve yoksulluğun  2000’li yılların başında %50’den 2012’de %6’ya gerilemesini beraberinde getirdi. Azerbaycan’ın bu yüksek performansının temel nedeni  elbette doğal kaynaklara dayalı bir ekonomiye sahip olmasıdır. Ne var ki petrol fiyatlarının düşüşe geçmesiyle gelirler de azalmaya başladı ve Azerbaycan’ın 2015 yılındaki büyümesi  %1,1 olarak gerçekleştirildi. Öte yandan Azerbaycan hükumeti  ekonomik rekabetin sürdürülebilirliği için devalüasyon kararı aldı. Ülkemizin devalüasyon kararı ve İMF‘ye kredi başvurusu uzmanlar  tarafından yerinde hamleler olarak nitelendiriliyor. Özellikle İMF kredi başvurusu  ile Azerbaycan’ın dünyadaki kredibilitesi artacaktır. Kamu bazında devalüasyon  elbette halkı kemer sıkmaya zorlasa da daha güçlü bir ekonomi, daha güçlü bir gelecek ve Azerbaycan’ın dünya ülkeleriyle rekabet edebilmesi icin bu gereklidir. Devalüasyon sayesinde iç yatırımlar artacak ve bu dış ticaret dengesine olumlu yansıyacaktır. Bu durum Azerbaycan’ın ekonomisini çeşitlendirebilmesi için önemli bir fırsattır.

2013 yılında petrol dışı ihraç ürünlerinin toplam ihraçattakı yerinin %6 olduğunu düşündüğümüzde Azerbaycan’ın sanayi alanında ciddi adımlar atması gerektiği ortaya çıkıyor. Gerçi 2006 yılından beri ekonomide çeşitliliğin sağlanması amacına yönelik yapılan çalışmalar  2015’te öz etikisini göstermeye başladı. Petrol dışı gelirler 2015 yılı GSYİH’sinin  % 68’ni oluşturuyor. Öte yandan petrol  dışı sektörde  son 5 yılda % 8.8’lik  bir büyüme ortalamasının yakalanması Azerbaycan’ın ekonomiyi çeşitlendirme konusundaki kararlılığının ve hedefine ulaşacağının  bir gostergesi.  Petrol dışı sektörün gelişiminin devam etmesi için Azerbaycan hükumeti  2014 yılında Sosyoekonomik Gelişim Programı’nı yürürlüğe koydu.  2014-2018 yılları arasında devam etmesi planlanan program dahilinde kırsal bölgelerin üretime katkı yapacak duruma gelmesi  amaclandı ve bugüne kadar 31.9 milyar dolar değerinde yatırım sağlandı. Özellikle Güney Gaz Koridoru ile Avrupa’ya doğal gaz tedarik edecek olan Azerbaycan’ın kaynak tabanlı kalkınmanın dışına cıkarak sanayileşmenin de yolunu acması için elinde önemli  bir firsat bulunuyor: petrol gelirlerinden elde ettiği kaynak. Bu kaynağı etkili bir şekilde kullandığı takdirde ülkenin uluslararası rekabet güçü artacaktır. Bölgede inşa edilen uluslararası ticaret yolları ise bölgedeki ticaret hacmini ciddi boyutlarda artıracak ve Azerbaycan’ın yeni pazarlara yönelmesini sağlayacaktır.

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın