YARGI

hukuk-yargı-karar-mahkeme

Bir kitap elime geçti sevgili dostlar. 7 Haziran 2010 tarihinde, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na tutuklu olarak kaydım yapılırken ;bu kitapta yanımda imiş. Üzerine böyle not düşmüşüm. Çok şükür kısa süre içinde,  suçumun tutukluluk gerektirecek kadar sabit görülmemesi dolayısıyla, tahliye edildim. Sonrası da beraat.. Yani adalet tecelli etti..yanlıştan dönüldü!

Kitapta; 2010 Eylülünde Yargıtay ve Danıştay Kanunu ve yapısını değiştirmek amacı ile yasamanın önce Anayasa’nın değiştirilmesi gerektiği kaydedilmişti.
Anayasa’daki değişiklikler ise,  referandumda oylanacaktır.

Gelelim;  bunlardan niçin bahsettiğime?

Sevgili dostlar;
Toplumun vicdanı adalettir. Adalet duygusu ortadan kalktığında toplumda kaos meydana gelir.

1950’li yıllar Demokrat Parti’nin ezici çoğunlukla iktidar olduğu fakat ayrışmanın, öfkenin, şiddetin tırmandığı yıllardır.

1954 seçiminden sonra Demokrat Parti Yargıtay ve Danıştay’ı dize getirmek için kanunlar çıkarmaya başlar.

O dönemde zorunlu emeklilik yaşı 65’tir ama 1951 senesinde yürürlüğe koyduğu düzenlemeye göre erken yaşta göreve başlayan her memuru 45-50 yaşlarında iken emekliye ayırabilmektedir.

Demokrat Parti hükümeti 1954’teki genel seçimden sonra hazırlayıp Meclise sevk ettiği tasarı ile, Yüksek Yargıçları da(Danıştay ve Yargıtay üyeleri) bu kapsama almak ister. Genel kanaat, “bir türlü ‘aşılamayan’ Yargıtay ve Danıştay’ı dize getirecekler” şeklinde olur. Çünkü, o kadro erken emekliye sevk etmek isteniyordur ve bunu gerçekleştireceklerdir… Akademisyen, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin de ; memurlar gibi 25 hizmet yılından sonra veya 60 yaşında emekli olmasını düzenleyen kanunu yürürlüğe girer.

Yanlış bir karar olduğu yıllar sonra ve ülke için kayıplarla ortaya çıkar!

Yargı…

Yargı kimsenin sopası değildir! Adaleti tesis edecek kurumdur, kendi içinde de, ettirmelidir.

Demokratik ülkelerde üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü ilkesi geçerlidir.

Son 15 yıldır;
Yargı ile oynanmasının acılarını toplum olarak hep birlikte çekiyoruz;

Daha önce;  Yargıtay’da 270 olan üye sayısını üye açığı var, iş yetişemiyor gibi gerekçelerle ( 2010 Eylül referandumundan sonra )160 üye daha eklenerek  üye sayısı 430’a çıkarıldı ve 2015 başında da; yine aynı gerekçelerle 60 üye daha eklenerek Yargıtay üye sayısı 490 yapıldı!

Aynı şekilde  Danıştay için de  130+60+30 olarak değiştirildi.

Şimdi de 2005 tarihinde kabul edilen Bölge Adliye Mahkemeleri Kanununa göre yapılandırılması gereken İstinaf Mahkemelerinin;20 Temmuzda faaliyete geçecek olmasını,gerekçe gösterip;yeni bir tasarı hazırlandı. Buna göre;
1) Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görevi bu tasarı yasalaşıp yürürlüğe girdiği gün sona erecek ve atamayı, üye sayısını azaltarak; Hükumet yeniden yapacak.
2) Yargıtay ve Danıştay’a seçilen üyeler 65 yaşını doldurana kadar değil sadece 12 yıl görev yapabilecekler. Aynı şey Anayasa Mahkemesi üyeleri için de geçerli olacak.

Yani Yargı yeniden, yeniden, yeniden şekillendiriliyor…

Adaletin tesis edilmeli ve yanlışta ” Tarih tekerrürden ibarettir” dememeliyiz.

 

Av. Tülay Bekar

20 yıldan fazla bir süredir Özel Yetkili Mahkemeler ve Ağır Ceza Mahkemelerinde Avukatlık yapmakta ve Ticaret, Borçlar, İcra ve İflas, Şirketler, Sözleşmeler Hukuku; Milletler arası Hukuk ve Yabancılar Hukuku alanında çok sayıda yerli ve uluslararası şirket için danışmanlığını yürütmektedir. Adalet Bakanlığına kayıtlı ‘Arabulucu’dur. Yer aldığı sosyal sorumluluk projeler: “GELİNCİK PROJESİ", “ALO HAYAT AĞACI PROJESİ”.Judo Federasyonu Disiplin Kurulunda iki dönem başkanlık yapmış ve İngilizce bilmektedir.

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın