Azerbaycan'da 7 Şubat 2024 Çarşamba Günü Yapılan ve 30 Yıl Sonra Ermeni İşgalinden Kurtarılan Dağlık Karabağ Bölgesinde de Sandıkların Kurulduğu, 8. Cumhurbaşkanlığı Seçimini, Mevcut Cumhurbaşkanı İlham ALİYEV Büyük Farkla Kazandı. Yeni Dönem, Kardeş Azerbaycan Devleti ve Halkı için Hayırlı, Uğurlu olsun…

TÜRK HAMAMI

Sizlere bu yazımda filmlere,  romanlara konu olmuş Türk Hamamını tanıtmak istiyorum. Dünya genelinde  aşırı ısısıyla bilinen  Türk Hamamı Roma hamamından çok farklıdır. Klasik bir Roma Hamamı 10’un üzerinde   bölümden oluşur. Sabah kalkan kişi akşam evine uyumaya gidene kadar hamamda kalabilir. Yer, içer, spor ,yüzme, kitap okuma gibi bir çok hizmet Roma  Hamamında yer alır. Türlü ahlaksızlıklar da yaşanır. Asiller ve köleler için farklı bölümler bulunur. Türk Hamamıysa tarihsel olarak Roma Hamamından çok sonradır , basitliğiyle dikkat çeker. Soylu olsun halktan biri olsun aynı hamamı kullanır. Ana unsurlar benzerlik gösterir. Zeminin altından sıcak su ya da su buharının tüneller aracılığıyla dolaştırılması aynıdır. Külhan olarak adlandırılan yerde her iki hamamda da  suyu ısıtmak için bol miktarda odun kullanılır. Hamama girildiğinde kıyafetlerin çıkarılıp konduğu soğukluk da aynı zamanda hamam kıyafeti olan peştemal giyilir. Ilıklık bölümü  Roma ve Türk hamamında aynıdır. Ardından asıl sıcak bölüme geçilir. Türk hamamında yıkanmak Türkler için tam bir kültürel olaydır. Kendisini günlük hayat içinde kirlenmiş hissedenler hamama gidip yıkandığında bütün kirlerinden hem maddi hem manevi olarak temizlenmiş ve yenilenmiş bir şekilde dışarı  çıkar.

Türkler 10.yy.dan itibaren Orta Asya’da bulunan Gazne devleti döneminde yerleşik hayata geçmeye başladılar. Ondan önceki dönemde göçebeydiler. Yaylak ve kışlak adı verilen iki ayrı bölgede yaşamlarını sürdürüyorlardı. Hayvanların bol ot bulacağı yaylalara yazın gidiliyor kışınsa kışlak adı verilen yerlerde yaşanıyordu. Hayat çadırlar içinde geçiyordu. Çadır yaşamı içinde hamama ihtiyaç duyulmuyordu. Günümüzde bile Anadolu’nun çeşitli yörelerinde yaşayan göçebeler tahtadan oydukları borularla bir su kaynağından getirdikleri suyla çadır içinde yıkanıyor. Temizlenmek için akarsular ve göller de diğer seçenekleri oluşturuyordu. Türkler Anadolu’da kitleler halinde yerleşik hayata geçmeye başladığında hamam ihtiyacı da oluştu. Özellikle Osmanlılar fethettikleri Doğu Roma kentlerinde gördükleri Roma hamamlarını kendi kültürlerine göre değiştirerek günümüze kadar ulaşan Türk hamamını oluşturdular. Hamamlar arasındaki ilk etkileşimler ve denemeler Bursa’da görülebilir.  Bursa’nın fethiyle Nilüfer semti gibi tamamen Türk yerleşimleri oluşturuldu. Yerleşim merkezinde ilk inşa edilen bina hamam oldu. Osmanlı Türk-İslam felsefesine göre herhangi bir sebeple kirlenen insan temizlenmeden namaz kılamaz. Namaz bile kılamayan Müslüman cami yada bir başka binanın inşasında da çalışamaz. Bu felsefi düşünce ışığında yapılan hamamlar çalışmaya başladıktan sonra hemen yanında cami, aş evi , çarşı gibi diğer binalar şekilleniyordu. Bursa’da uygulanan bu model yeni fethedilen yerlerde ve sonraki yüzyıllarda tekrarlandı. Avrupa’lılar  Macaristan’a varana kadar Türklerin hakimiyetinde kalan yerlerde Türk Hamamıyla tanıştılar.   Hamam binasının yapılması aynı zamanda bir hamam kültürünün de şekillenmesini doğurdu. Hamamda kullanılacak havlular ,bele sarılan peştemaller ve hamamda ıslak zeminde kaymadan yürümeyi sağlayacak nalınlar. Hamam tası, su kurnası ve göbek taşı gibi kültürel öğeler şekillendi. Bir  Türk Hamama gittiğinde  kurnadan aldığı bir tas suyla vücudunu ıslattıktan sonra hamamın ortasında bulunan üstü yüksek kubbeli göbek taşında yatar. İyice terler,  vücut iyice yumuşadığında tellak- yıkayıcı  tarafından kirlerinden arındırılır.  Türk hamamları genelde tek bir binadan oluşur. Haftanın bazı günleri veya belli saatler kadınlara ayrılır.  Bazı  Sultanlar, Padişahlar ve  Beyler tarafından yaptırılan büyük hamamlarda kadın ve erkek bölümleri ayrı yapılmıştır. Bu hamamlara çifte hamam denir.  Birbiriyle asla karşılaşılmayacak iki ayrı kapıdan erkek ve kadın bölümlerine girilir. Kadın kültüründe hamamın ayrı bir yeri var. Erkekler için kahvehanede zaman geçirmek ,sohbet etmek neyse kadınlar için Hamam aynı şeydir. Ailecek bazen konu komşuyla çoluk çocuk demeden hep birlikte Hamama gidilir. Hamam bohçası diye bir tabir var . Aileyi oluşturan bireylerin büyümesi hamam bohçası oluşturulmasıyladır. Genç kızlara ayna, şimşir tarak ve gümüş tas alınır. Herkes kendi peştemalını ve havlusunu ,temiz çamaşırlarını bu bohçaya koyar. Kadınlar göbek taşında yanlarında getirdikleri dolmadan, böreğe , meyveye ve içeceklere kadar geniş bir yelpazedeki yiyecekleri yanlarında getirdikleri udla çalınan müzikle şarkı söyleyerek ,eğlenerek zaman geçirir. Oğluna kız arayan analar gelin adaylarını hamamda görerek beğenir.  Padişahlar ve  zenginler saraylarında ve konaklarında ayrı hamamlar yaptırmıştır. Batılı seyyahların yazdıkları seyahatnamelerde öve öve bitiremedikleri hamam kültürü büyük yankı uyandırmıştır. Aşırı sıcak yerleri tanımlamak için “Türk Hamamı” deyimi kullanılmaya başlamıştır. Seyyahların kimi hayal ürünü anlattıkları bazı şeyler  Türk Hamamını hiç de olmadığı kadar egzotik bir havaya sokmuştur.

Günümüzde tarihi kentlerimizde tarihi  turistik hamamları görmek mümkün. Aynı zamanda birçok otel  Türk Hamamına sahip. Otellerde kadın ,erkek hamama birlikte giriliyor. Türk Hamamında tertemiz yıkanıp tekrar dünyaya gelir gibi yenilenmek isteyenleri en kısa sürede en yakındaki bir Türk Hamamını ziyarete davet ediyorum.

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın