23 NİSAN 1920; Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. ATATÜRK; “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir!” diye açıkladı, o gün, “HAKİMİYETİ MİLLİYE BAYRAMI” oldu ve çocuklara armağan edildi. 1923'te “ÇOCUKLARIN ROZET BAYRAMI”, sonrasında “ÇOCUK BAYRAMI” adını aldı, 1929'da iki bayram birleştirilerek “HAKİMİYETİ MİLLİYE VE ÇOCUK BAYRAMI" oldu... "23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI" Kutlu Olsun! Türk çocukları başta olmak üzere bütün çocuklar daima özgür, güvende ve mutlu yaşasın…

26 Ağustos: Zaferlerin Zaferi

              Türk tarihi açısından 26 Ağustos

26 Ağustos deyince, Türk milletinin tarihini değiştiren iki önemli olay akla gelir.
İlki, Malazgirt Zaferi’dir: Anadolu’nun kapısı, Türklerin tapusu anlamına gelen 1071’de Malazgirt Ovasında yapılan Meydan Muharebesi’nde Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan komutasındaki Türk Ordusu’nun, Bizans İmparatoru Romen Diyojen komutasındaki haçlı ordularını yenmesi ve Anadolu’nun Türklere yeni yurt olmasının dünyaya ilan edildiği gündür. Dahi bir komutan  olan Sultan Alparslan Zafer sonrasında; ” Size öyle bir vatan aldım ki; ebediyen sizin olacaktır!” demiştir.

Türk Milleti’ne kutlu olsun!

Sultan Alparslan Malazgirt Ovasında…

 İkinci olay ise; 1922 yılında, Türklerin Anadolu’daki varlığını sürdürebilme, hayatta kalabilme mücadelesinin, varoluşunun kararlılığını ortaya konduğu tarihtir. Dünyanın en güçlü emperyalist devletlerinin Anadolu’da kuşatma altına aldığı Türk Milleti tükenmek üzereyken, Kurtuluş Savaşı’nın son evresinin başlangıcı olan “Büyük Taarruz” emrinin verildiği günüdür.

                                                        Büyük Taarruz’un büyük komutanları bir arada…

26 Ağustos 1922’de Gazi Mustafa Kemal Paşa komutasında başlayan ve Türk Kurtuluş Savaşı’nın sonunu getiren bu askeri harekattaki diğer komutanlar da zaferden zafere koşan büyük askerlerdir. Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü), 1. Ordu Komutanı Nurettin Paşa, 2. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa, 5. Süvari Kolordu Komutanı Fahrettin Paşa (Altay), Kocaeli Grup Komutanı Kurmay Albay Halit, Büyük Taarruz’un planlanması ve/veya uygulanmasında önemli rol oynamışlardır.

Atatürk’ün askeri dehası ve bu komutanların deneyim ve becerileri sayesinde Türk Ordusu, 30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde kesin zafer kazanacak, bu zaferle birlikte, Türk Kurtuluş Savaşı bütünüyle ‘Zafer’le sonuçlanacaktır. Ardından Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulacak ve Başkomutan “Mareşal Gazi”lik unvanına yükselirken, madalyası da göğsünde şereflenecektir. Bu savaş sonrasında, Atatürk gibi iki meydan muhaberesine katıldığı için, Fevzi Çakmak Paşa’ya da  Mareşal unvanı verilmiştir.

Türk Ordusu’nun taarruzu, emperyalistlerin her türlü desteğini alan ve yenilmez olduğunu zanneden Yunan ordusunu hazırlıksız yakalar ve Yunan birlikleri çok ağır kayıplar verir. Bununla ilgili olarak tarihçiler; “Yunan ordusunun şaşkınlığı, Türk ordusunun taarruzu gizlilikle planlama ve yürütmedeki  disiplinli ve kararlı başarısının bir sonucuydu” yorumu yapmıştır. Tersinden de okursak;  Yunan Ordusunun Büyük Taarruzdaki şaşkınlığı, Türk ordusunun zaferinin önemli bir nedeni oldu da denebilir.

26 Ağustos tarihi için kimileri tesadüf, kimileri tevafuk dese de Atatürk’ün tarihi dönüm noktalarını atlamayan dehasına inanan tarihçilere göre, büyük taarruzun bu tarihte gerçekleşmesi için olağanüstü gayret gösterilmiştir .

  

                                         Ordu, Büyük Taarruz emrinin verildiği Kocatepe’ye tırmanırken
Sonuçları itibariyle ve tarihe geçtiği şekliyle;

  1.   26 Ağustos 1071 tarihinde gerçekleşen Malazgirt Meydan Zaferi, Türklerin Anadolu’ya kesin olarak yerleşmesini sağlayan dönüm noktasıdır. Bu zafer sonrasında, Bizans İmparatorluğu’nun Anadolu üzerindeki hakimiyeti sona ermiş ve Türkler, Anadolu’da yeni bir devlet ve medeniyet;(Türk-İslam Medeniyeti) kurmaya başlamıştır.
  2.   26 Ağustos 1922 tarihinde,”Ya istiklal, ya ölüm” şiarıyla başlatılan Büyük Taarruz, içeriden ve dışarıdan her türlü kuşatılmışlık, yoksulluk, yoksunluk, ümitsizlik içindeki bir ordunun ve bir halkın olağanüstü başarısıdır ve tarihte eşine benzerine rastlanmayan, emperyalizme karşı kazanılmış en büyük zaferdir. 20. YY’daki Türk Kurtuluş Savaşı’nın son aşaması ve zaferidir. Bu muharebe ile birlikte, 1071’de(11.YY) tapusu alınan Anadolu’nun, Türk milleti devretmedikçe/satmadıkça; dünyanın bütün emperyalist güçleri birlikte karşı cephe oluştursa da; alınamayacağının kanıtıdır. 

Büyük Taarruz Sonrası Orduda kutlama… 
Atatürk’ün Büyük Taarruz ile ilgili sözleri, onun bu tarihi olaya verdiği önemi ve bu zaferin Türk milleti için ne kadar büyük bir anlam taşıdığını göstermektedir. İşte Atatürk’ün Büyük Taarruz ile ilgili bazı sözleri:
“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça, terk olunamaz.”
“Zafer, zafer benimdir diyebilenindir.”
“Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!”
“Büyük Taarruz, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin en önemli dönüm noktasıdır. Bu zafer, Türk milletinin azim ve kararlılığının bir göstergesidir.”

Biz de Dolunay Dergi olarak diyoruz ki; Türk Milleti bilmelidir ki; Milletlerin de insanlar gibi karakter özellikleri vardır. Her iki olay da Türk Milleti’nin tarihteki binlerce yıllık kahramanlığının, cesaretinin ve azminin süregeldiğini de göstermektedir. Dolayısıyla; emperyalistlerin, bugün sürdürdüğü statejik göç mühendisliği ile ülkemizi kuşatma operasyonunu da, gelecekteki oyunlarını da bozacak, zor olsa da oyunlarını onların başlarına geçireceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın…

101. yıldönümünde MALAZGİRT VE BÜYÜK TAARRUZ  ZAFERİMİZ KUTLU OLSUN!

 

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın