Azerbaycan'da 7 Şubat 2024 Çarşamba Günü Yapılan ve 30 Yıl Sonra Ermeni İşgalinden Kurtarılan Dağlık Karabağ Bölgesinde de Sandıkların Kurulduğu, 8. Cumhurbaşkanlığı Seçimini, Mevcut Cumhurbaşkanı İlham ALİYEV Büyük Farkla Kazandı. Yeni Dönem, Kardeş Azerbaycan Devleti ve Halkı için Hayırlı, Uğurlu olsun…

HADİSLER, AYETLER ve TÜRKLER

 

Yıllardır tartışılan bir konudur, Türk’ler hakkındaki hadis mevzusu. Bu sayıdaki konumuz Hadisler, Ayetler ve Türkler…

İslam Medeniyeti ve Kültürü içerisinde tarihçiler nezdinde üçe ayrılan Türk-İslam ilişkileri, günümüzde çoğu kesim tarafından Talas savaşıyla başladı sanılır ama İslam ile temas, aslında Hendek Savaşı’na kadar dayanır.

Cahiliye dönemine paralel olarak Hazar Türkleri ile Sasaniler arasında da çatışmalar yaşanmıştır. Sasaniler, Türk akınlarını önlemek için Çin Seddi’ne kardeş nitelikte Derbend seddini inşa etmiştir. Sasaniler ile Araplar iletişimde olduğundan, Türk boylarının Sasaniler üzerinden Araplarla da iletişime geçtiği, kuvvetli bir söylenebiliriz. Bu dönemde Karluklar, Yazurlar, Halaçlar, Ak Hunlar, Hazarlar, Ağaçeriler ve Sullar Sasaniler ile irtibatta olan Türk boyları/devletleri olarak öne çıkmaktadır.

HADİS AYETT

İŞTE HADİSLER

  1. ‘Türkler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayınız” (Ebu Davud, ”Melahim”, 8; Nesai, ”Cihad”, 42)
  2. ‘Siz küçük, çekik gözlü, kırmızı yüzlü, basık burunlu, çehreleri sanki örs üzerinde dövülmüş ve üzeri derilerle kaplanmış sağlam kalkanlar gibi bir kavim olan Türkler ile savaşmadıkça, kıyamet kopmayacaktır. Siz kıldan örülmüş çorap giyen bir kavimle savaşmadıkça kıyamet kopmayacaktır.’ (Buhari, ”Menakıb”, 24; Ebu Davud, ”Melahim”, 9.)
  3. ‘Türkler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayın. Allah’ın ümmetime verdiği mülk ve saltanatı ellerinden ilk olarak alacak kavim Kantüra oğullarıdır’ (Ebu Davud, ”Melahim”, 10; Müsned, V. 40)

Birinci hadis için iki yorum yapılabilir. İlki Türk’lerin İslam’ı kabulüyle hizmeti son safhaya taşıyacaklarından dolayı Araplar ile Türk’lerin birbirlerine zarar vermemeleri öngörülmüş. Diğer bir yorum ise Türk milletinin savaşçı ve mücadeleci olmasından dolayı çıkacak kötü sonuçlar şeklinde olabilir. İkinci hadiste ise net bir şekilde Türk milletinin fizyolojik yapısı anlatılıyor.

Üçüncü hadiste ise ‘Kantüra Oğulları’ sizi şaşırtmasın. Araplar, Türk’lere yer yer böyle isim vermiştir.

AYET,HADİS 1

İŞTE O AYET

‘Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler; müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler; Allah yolunda mücahide eder, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. Bu, Allah’ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir.’ – Maide 54. Ayet. Meal Elmalılı.

Bu ayet için ‘Türk’leri işaret etmektedir’ diyen âlimler mevcuttur. Gerçi âlimlere bile neredeyse gerek yoktur çünkü birazcık tarihi yoklayan kişiler dahi ayeti Türk milletine yorabilir. Zira tarihi kanıtlar saymakla bitmez. Türklerin İslâm’ı benimsedikten sonra gerek savaş alanlarında gerek medeniyet (yönetim, kültür, bilim vb.) oluşumunda son 1000 küsur yıl içerisinde nasıl hizmet ettiği net bir şekilde ortadadır.

VELHASIL

Durum bu değerli okurlar, gerisi sizin bireysel araştırmalarınız ve inancınıza bakıyor. İslam dini birleştiricidir. Her yerinde cemaat olma vardır. Bizler birlik beraberlik içerisinde altın çağımızı yeniden yaşayabiliriz. İslam çatısı altında farklı milletlerin bir araya geldiği Emevi ve Abbasiler döneminde sınırların nerelere kadar ulaştığı ortadadır. Fransa içlerinden Roma surlarına, Afrika’nın göbeğinden İdil’e ve İstanbul’dan Doğu Türkistan’a uzandık… Birbirimizi yemeye başladığımızda da sınırların ne kadar gerilediği ortadadır. Abbasi dönemi ve sonrası belir bir şekilde ortaya çıkan Türk yönetimi yine İslam çatısı altında sınırları tekrar asırlar boyunca fiziki ve manevi olarak büyütmüştür. Ta ki yine içten ve dıştan birbirimizi yiyene kadar… (Bkz. 31 Mart İsyanı Özel: II. Abdülhamit ve Enver Paşa Gerçekleri)

Gün birlik olma günüdür…

 Kaynaklar: Prof Dr. Abdülkerim ÖZAYDIN derlemeleri,
Cahiz, (1967) Hilafet Ordusunun Menkıbeleri ve Türkler’in Faziletleri, trc. Ramazan Şeşen, Ankara.
Kitapçı, Z. (1988) Türkistan’da İslamiyet ve Türkler. Konya.
Kitapçı, Z. (1994) Orta Asya’nın İslamlaşma Süreci, Ankara.
Kutlu, S. (2000) Türkler’in İslamlaşma Sürecinde Mürcei ve Tesirleri, Ankara.
Merçil, E. (1993) Müslüman Türk Devletleri Tarihi, Ankara.
Öngel, B. (1988) İslamiyetten Önce Türk Kültürü Tarihi, Ankara.
Şeker, F. M. (2010) İslamlaşma Sürecinde Türkler’in İslam Tasavvuru, Ankara.
Şeşen, R. (1985) İslam Coğrafyacılarına Göre Türkler ve Türk Ülkereleri, Ankara.
Wellhausen, J. (1963) Arap Devletleri ve Sukutu, trc. Fikret Işıltan, Ankara
Yıldız, H. D. (1967) İslamiyet ve Türkler, İstanbul.

Turhal,T (2012) Makale

 

Suat Gökçek

1962 yılında Ankara’da doğdum. Eğitimimi tamamladıktan sonra; önce Gazı Üniversitesi Bilgi İşleminde, daha sonra TRT Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığında çalıştım. 27 yıllık hizmet sonrası emekli oldum. Emeklilik dönemimde ise sosyal sorumluluk projelerinde görev yapmaktayım.

Bunlar ilginizi çekebilir...

Bir yanıt yazın