Yıldızlarla dolu Kainat bizim bedenimizdir. Kâinata olan her şey bedende vardır. Biz onun gözleriyle dünyaya bakıyoruz, onun nefesiyle nefes alıyoruz, her an kalbimiz onun ritmine uyumlanıyor. Durmadan karşılıklı biri birimizi etkiliyoruz. En çok bu etki, sağlığımızda kendini gösteriyor.
Sağlık bedensel, düşünsel, duygusal ve sosyal refahtır veya denge durumudur. Sadece böyle bir refah veya denge durumunda beden kendini güvende hisseder.
Her bir insan dünyaya bir amaçla geliyor ve bu amaca götüren araç bedendir, aynı zamanda amaca doğru yolculuğun her aşaması beden DNA-da ki genlerde kayıtlıdır. Beden bir bilgedir ve mükemmeldir. Dünya yolculuğumuzda yol gösterendir. Sadece onun pusulasını takip etmeyi öğrenmeliyiz.
Bedenin bilge ve mükemmel olmasına rağmen insanoğlu evrimleşme sürecinde bu güne kadar hiçbir zaman içine doğduğu mükemmel bedenin değerini bilmedi, çünkü beden ona bedava verildi, bunun için hiçbir şey ödemedi, büyüdü, olgunlaştığını sandı, onu hor kullandı, hastalandırdı ve daha sonra onu iyileştirmek için koşturdu. Belki de o koşturma anlarının birinde bedenin fısıltısını duydu, o sesi takip etmeye başladı ve iyileşti. Bunu mucize olarak kabul etti. Aslında mucize bedeni dinlemeye başladığında gerçekleşir, beden güvende hissetti ve bilge kapılarını açtı. Bedenin sağlıklı olması için sadece güvene ihtiyacı vardır. Bunun için; kendi amacımız uğruna, bilinçli veya bilinçsiz yaşadıklarımızı sabırla deneyimleyip, engelleri aşıp, almamız gereken dersleri öğrenerek, eğleme geçmek, bırakmamız gerekenleri bırakıp hayatın içinde olmaktır. Bu eylem; inişli çıkışlı ama kendine ve kendi aslına giden yoldur.
Bilincimizi yükseltip, kendimizi geliştirdiğimizde; dünyadaki hayatı almama şansını yakalarız. Yaşamak deneyimlemektir ve bunu sadece sağlıklı olduğumuzda yapabiliriz. Sağlık hayata güvenerek onun içinde tam göğsümüzle nefes almaktır, bu ise bedenin farkındalığı ile ilgilidir. Yaşamımızın her anında bedenin fısıltısına kulak asmaktır. Kadim Bilgeler bedeni dinleme ve işitme sanatından söz ediyorlardı. Bu gün birçoğumuz bilgi, eski deneyimler, ön yargılar, günlük kaygı, endişe, arzu ve korkularımızla kendimizi bedenin sesine kapatmışız. Dahi olduğumuzu unutmuşuz. Şimdi hakiki kendimizi hatırlama zamanıdır. Bilge aracı gözlemlemeyi ve ona bekçilik yapmayı öğrendiğinde o rehberliği üstlenir, dünya yolculuğunuzda yardım eder ve bu da bizi sağlıklı bir şekilde amacımıza ulaştırır. Gözlemlenen, gözleyenden ayrılmaz.
Dünya ve bizler zor bir dönemden geçiyoruz. Günlük yaşamımızın içinde birçok problemlerimizi çözmek, karar vermek, seçim yapmak zorundayız. Verdiğimiz kararlar, yaptığımız seçimler kendi çıkarımıza yöneliktir. Aynı zamanda da toplumda yaşıyoruz ve onun yasalarına uymak zorundayız. Fakat çoğu zaman seçimlerimiz toplumsal yasalar doğa yasalarına uymuyor. Biz doğa yasalarına uyumlu yaşadığımızda sağlıklıyız: içimizde sözle ifade etmesi zor bir duygu, çocukluğumuzda ki gibi güvende, anne kucağında hissediyoruz. Nedeni olmayan sevinç ve neşe hisse içimizi dolduruyor ve olan sevgi içimizden dışarı akıyor. İçimiz devamlı gülümsüyor. Aslında bu bizim doğal halimizdir. Yolumuz sevgiyle aydınlandığında kendimizi güvende hissederiz.
NOT: Bu konuda bilgi vermeye bir yazı dizisi halinde devam edeceğim.